Translation of "Küste" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Küste" in a sentence and their turkish translations:

Wer an der Küste lebt,

Eğer kıyı kesimlerinde yaşıyorsak

Die Marine verteidigt unsere Küste.

Donanma bizim deniz kıyımızı savunur.

Um die Küste entlangzuklettern, drücke 'Rechts'.

Kıyıdan dolaşmak istiyorsanız "Sağ"a.

Vor der Küste von Northumbria schiffbrüchig

, Northumbria kıyılarında gemi enkazına

Das Boot ankerte nahe der Küste.

Tekne kıyıya yakın demir attı.

Die Promenade verläuft parallel zur Küste.

Mesire yeri kıyıya paraleldir.

Sie fuhren auf die Küste zu.

Onlar sahile doğru gitti.

Das Schiff steuerte auf die Küste zu.

Gemi kıyıya doğru gitti.

Tom ging allein an der Küste entlang.

Tom tek başına sahil boyunca yürüdü.

- Er ist Kellner in einem Gasthaus an der Küste.
- Er ist Kellner in einem Restaurant an der Küste.

O bir sahil restoranda garsondur.

An der Küste können sich Gezeitenwechsel extrem auswirken.

Gelgitlerin kıyılara etkisi çok büyük boyutlara varabilir.

An der Küste entlang zu fahren ist wunderbar.

Sahil boyunca araba sürmek harika.

Die Häuser entlang der Küste sind sehr teuer.

Kıyıdaki evler çok pahalı.

Er besuchte im Jahre 1499 die Küste Südamerikas.

1499 yılında Güney Amerika kıyısını ziyaret etti.

Eher vielleicht eine kleine Insel vor der Küste Portugals.

Ama belki Portekiz'in küçük bir adası olabilir.

Wir haben den 4. Juli. Vor der Küste Manhattans

ABD'nin bağımsızlık gününde Manhattan'ın hemen karşısında

Die Insel liegt eine Meile von der Küste entfernt.

Ada, sahilin bir mil açığında bulunuyor.

Die Stadt liegt zwei Meilen von der Küste entfernt.

Kasaba, kıyıdan iki mil uzaktadır.

Der Junge bemühte sich vergeblich, die Küste zu erreichen.

Çocuk kıyıya ulaşmak için boşuna çabaladı.

Meine Stadt liegt einige Kilometer von der Küste entfernt.

Şehrim sahile birkaç kilometre uzaklıkta.

Wir sind etwa drei Kilometer von der Küste entfernt.

Biz kıyıdan yaklaşık 3 kilometre uzaktayız.

Nach einem weiteren zehnminütigen Marsch erreichten wir die Küste.

On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.

Triff eine Entscheidung. Die Küste entlang oder die Klippe hochklettern?

Kararı siz verin. Kıyıdan mı, kaya tırmanışı mı?

Es gibt eine ganze Menge davon hier entlang der Küste.

Buradaki kıyıda bunlardan bir sürü var.

Die Insel liegt etwa zwei Meilen von der Küste entfernt.

Ada kıyıdan yaklaşık iki mil uzaklıktadır.

Der Wal ist vor der Küste von Wakayama gefunden worden.

Wakayama açıklarında balina bulundu.

Taucher haben vor der Küste Floridas Hunderte spanischer Goldmünzen gefunden.

Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.

Von hier bis zur Küste sind es etwa drei Kilometer.

Buradan kıyıya yaklaşık üç kilometre var.

Die starke Rückströmung trieb Tom weit von der Küste ab.

Güçlü bir rip akıntısı Tom'u kıyıdan uzaklaştırdı.

Erste Aufnahmen eines Riesenkraken entstanden 2012 vor der Küste Japans.

Dev bir kalamarın ilk görüntüleri, Japonya kıyılarında 2012'de yakalandı.

Soll ich die Klippe hochklettern, oder mich entlang der Küste weiterarbeiten?

Kayalıklara mı tırmanayım, kıyıdan mı dolaşayım?

Wenn du die Küste entlangklettern willst, drücke 'Rechst' und dann 'Okay'.

Kıyıdan gitmek isterseniz "Sağ"a ve "Tamam" tuşlarına basın.

Wenn du die Küste entlangklettern willst, drücke 'Rechts' und dann 'Okay'.

Kıyıdan dolaşmak istiyorsanız "Sağ"a ve "Tamam" tuşlarına basın.

An der britischen Küste sitzt ein 4 cm großes Garnelenmännchen fest.

Britanya kıyısında, boyu sadece dört santim olan bir teke kapana kısılmış.

An der Küste Alaskas sind Lachse flussaufwärts zu ihren Laichgründen unterwegs.

Alaska kıyılarında somonlar, nehrin üst taraflarındaki yumurtlama alanlarına yönelmiş.

Bei klarem Wetter ist die estnische Küste von Helsinki aus sichtbar.

Açık havada, Estonya kıyısı Helsinki'den görülebilir.

Da ich heute arbeitsfrei habe, lass uns an die Küste gehen.

Bugün görevden izinli olduğum için, sahile gidelim.

Ich habe ein Fischerboot ungefähr eine Meile von der Küste weg gesehen.

Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.

Hättest du Lust, mit mir an der Küste entlang spazieren zu gehen?

Kıyı boyunca benimle yürüyüşe gitmek ister misin?

Mehr als ein Drittel der Weltbevölkerung lebt in der Nähe einer Küste.

Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kıyı yakınında yaşar.

Bei schönem Wetter kann man von Helsinki aus die Küste von Estland sehen.

İyi bir günde, Helsinki'den Estonya kıyısını görebilirsin.

Aber dann bleiben wir auch hier an der Küste und liefern uns den Gezeiten aus.

Ama bu bizi kayalıkların hemen kenarında ve gelgitin merhametine bırakıyor.

Die Partisanen wurden besser organisiert und versorgt; Die britische Marine konnte Truppen an der Küste

Partizanlar daha iyi organize oldu ve tedarik edildi; İngiliz donanması,

„Dong Energy“ will vor der britischen Küste das größte Feld vorgelagerter Windkraftanlagen der Welt bauen.

Dong Enerji Britanya kıyılarında dünyanın en büyük açık deniz rüzgâr çiftliğini inşa edecek.