Examples of using "Juwelen" in a sentence and their turkish translations:
Aktris her zaman pahalı mücevherler takıyor.
Mükemmel elmaslar oldukça nadir mücevherlerdir.
- Dün gece onun değerli taşlarını çaldılar.
- Onun mücevherleri dün gece çalındı.
Mücevherleri çalmakla suçlandı.
Tom, Mary'nin mücevherleri çalmasına yardımcı oldu.
Mücevherleri çaldığını itiraf etti.
Hırsızlar mücevherleri çaldılar.
Eski Mısırlılar mücevherleri neden bu kadar çok sevdiler?
Bir milyon dolardan daha fazla mücevher Cannes'teki bir otel odasından çalındı.
Cannes'daki Carlton otelinden 40 milyon euro değerinde mücevherler çalındı.