Examples of using "Diamanten" in a sentence and their turkish translations:
Bu elmaslar Güney Afrika'dan.
Elmaslar sonsuzdur.
Elmas çok serttir.
O, elmasla birlikte kaçtı.
Elmasın sertliği 10'dur.
O elmaslar Güney Afrika'dan geliyor.
Yıldızlar elmas gibi parıldıyor.
Onun gözleri elmas gibi parladı.
Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.
Elmasın değerini tahmin edebilir misin?
Tom'un o elması almasına izin veremeyiz.
Mükemmel elmaslar oldukça nadir mücevherlerdir.
Tom'un elması nerede bulduğunu biliyor musun?
Elmaslar bir kızın en iyi arkadaşlarıdır.
Tom Mary'ye elmas bir yüzük verdi.
Sen asla gerçek bir elmas görmedin.
Tom'un elmasları nereye sakladığını nasıl bildin?
Tom bir elmas ve bir zümrüt arasındaki farkı bilmiyor.
Elmasın kesimi mükemmel.
Ağzından incilerin ve elmasların saçıldığını görülüyor.
Hırsızlar saraya girdi ve prensesin elmaslarını çaldılar.
Tom bunun bir elmas olduğunu söyledi.
'' Neler de görüyorum!'' dedi annesi büyük bir şaşkınlıkla. ''Ağzından incilerin ve elmasların saçıldığı görülüyor. Bunlar nereden geliyor, kızım?''( Bu, ona kızım diye seslendiği ilk seferdi.)