Examples of using "Information" in a sentence and their turkish translations:
Bu bilgi doğru mu?
O, yararlı bir bilgi parçası değil.
Bu bilgiyi gizli tut.
Bilgileriniz doğruydu.
Bu bilgi gizlidir.
- O faydalı bir bilgi parçası.
- O faydalı bir bilgi parçasıdır.
Bu ilginç bir haber parçası.
Şimdi o bilgiye ihtiyacım var.
O bilgi doğru değil.
O faydalı bir bilgi parçasıdır.
Bilgiyi ona aktardım.
Perry ondan değerli bilgiler elde etti.
Lütfen bu bilgiyi gizli tutun.
Bilginin doğruluğu şüpheli.
Bu bilgiyi dışarı sızdırma.
- Bu bilginin bizim için önemi büyük.
- Bu bilgi bizim için çok önemli.
İletişim dünyayı değiştirir, bilgi değil.
Onlar bilgiye göre hareket ettiler.
Lütfen bilgi masasında sor.
Bu bilgi bizim için çok önemlidir.
Tom Mary'nin ihtiyacı olan bilgiye sahip.
Tom ihtiyacın olan bilgiye sahip.
İstediğin bilgiye sahibim.
- Dünyayı değiştiren iletişimdir, bilgi değil.
- Dünyayı değiştiren bilgi değil iletişimdir.
Danışma nerede?
Bu bilgiyi ticari amaçlı kullanmak yasak.
En kısa sürede o bilgiye ihtiyacım var.
Polis, ondan önemli bir bilgi aldı.
Bilgi için teşekkürler.
Neler olacağına dair hiçbir bilgimiz yok.
Bu bilginin doğru olduğuna garanti veririm.
Hikâye oluşturmak için biraz daha fazla detaya ihtiyacımız var.
Ne biliyorsam ona söyledim.
O bilgiyi yayınlayamam. O özel.
Bu bilgiyi bir rehber veya bir öngörü amacıyla
bir ilginç bilgi daha aktarayım yarasalarla ilgili
İlginç bir bilgiye sahibiz.
Bu bilgi olması gerektiği kadar güncel değil.
Yorumlarla ilgili size kısa bir bilgilendirme de yapmak istiyorum
Bana verdiğin bilgi az kullanılır.
veya da en çok parayı kazandığı bilgiyi ulaştırıyormuş.
Bu bilgi bir şifa bulmana yardımcı olabilir.
Bilgi için teşekkür ederim.
O, işkence acısı altında bile bilgileri açıklamadı.
Ben sadece biraz daha bilgi istiyorum.
O bilgiyi seninle paylaşamam.
Onun ölüm haberi yayıldı.
Bizler dijital bir çağda yaşıyoruz ve istediğimiz her bilginin de bize bir yerlerde, yazılı olarak bir kitap, kütüphane ya da bir veritabanı aracılığıyla erişilebilir olduğunu düşünmükten zevk alıyoruz. Ne var ki bu gerçek olmaktan uzak bir durum; dillerin büyük bir kısmı hiçbir zaman ne yazıldı ne de kayıt altına alındı.