Examples of using "Feststellen" in a sentence and their turkish translations:
hiçbir önemli sinyal bulamadık.
Doktorlar ölüm nedenini belirleyemediler.
Arabanızda bir sorun bulamıyoruz.
Makinenin neden düzgün çalışmadığını bulmak zorundayız.
Bu kutuların içinde ne olduğunu bulmamız gerekiyor.
Bizimle birlikte kaç kişinin gitmeyi planladığını öğrenmemiz gerekiyor.
Ama onun yerine şehir sakinlerinin %90'ın kaçtığını öğrendi
"Çocuğun cinsiyetini belirlemek için en iyi yol nedir?" "Onun bacaklarının arasına bak."
Tom'un Fransızca konuşabilip konuşamadığını öğrenmeliyiz.
Bulsan da telefona verdiğin fiyattan daha fazla bir fiyat vermek zorunda kalabilirsin
Bu haritayı çok faydalı bulacaksın.