Examples of using "Konnten" in a sentence and their turkish translations:
Öğrenciler cevap veremedi.
Piknik yapamadık.
Biz bir şey göremedik.
Biz birbirimizi anlayabiliyorduk.
Duramadık.
Onlar sadece dinleyebildiler.
Onların gidecek yeri yoktu.
Bir şey yapamadık.
Daha fazla yapamıyoruz.
Dağın tepesini göremiyorduk.
çok gidemiyorduk yaşımız küçük annemiz çok izin vermiyordu
Öve öve bitiremedik ha
öğretmenlerin arayıp ta bulamadığı şey
yok bulamadık
Yetiştiremedi işleri
Herhangi bir sır keşfedemediler.
Onlar güçlükle görebiliyordu.
- Bir şey göremedik.
- Bir şey anlayamadık.
Tom'u kurtaramadık.
Başka ne bekleyebiliriz?
Öğrenciler yanıt veremedi.
- Başka türlü davranamazlar.
- Başka şekilde davranamaz.
- Başka şekilde davranmayı beceremez.
Neyse ki onlar kaçabildi.
Onlar beni yargılayamadı.
Az sayıda ziyaretçi onu görebildi.
Biz onu yapamadık.
Tom'u koruyamadık.
Tom'a yardımcı olamadık.
Elimizden gelen her şeyi yaptık.
Nasıl bu kadar hatalı olabildik?
Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?
Onun dediğini çok az öğrenci anlayabildi.
hiçbir önemli sinyal bulamadık.
ebeveynlerim apartman inşa edip beni ve kardeşlerimi
biz bir adım bile ilerleyemedik
kendisine ait bir görüntüye ise rastlayamadık
Personel memurlarının birçoğu yukarı.
Öğrenciler bir cevap veremedi.
Onun mantığını anlayamadık.
Koşulları yerine getirmede başarısız oldular.
Ağlamamıza engel olamadık.
Onlar sorunu bulamadı.
Elimizden geleni yaptık.
Onlar için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu.
Biz nehri geçemedik.
Biz hiçbir şey üzerinde anlaşamadık.
Diğerleri dini zulümden kaçmak için geldi.
Onlar iyi ata binebiliyor ve iyi ateş edebiliyorlardı.
Onlar iyi konut alamadı.
Suçlamaları ispat edemediler.
Ödünç aldıkları parayı ödeyemediler.
Askerler onu şimdi görebiliyordu.
Onlar nasıl unutabildiler?
Ay'ı açıklamanın yolu belki de buydu.
kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında
Öğrenciler yaz tatilini iple çekiyorlar.
- Onun nerede olduğunu bulamadık.
- Onun bulunduğu yeri bulamadık.
Birkaç öğrenci problemi çözemedi.
Caddede kimseyi göremedik.
Çocuklar heyecanlarını kontrol altına alamazlar.
Elimizden gelen her şeyi yaptık.
Dün akşam sahilde piknik yapamadık.
Kiliseler ve yardım kuruluşları, ellerinden geleni yaptılar,
Onun ne istediğini kestiremedik.
Çocuklar kaza için suçlanmayacaktı.
Doktorlar ölüm nedenini belirleyemediler.
- Bunu yapabileceğimizi düşündüm.
- Düşündüm ki; bunu yapabiliriz.
Biz hepimiz ona inanamadık.
Onun bunu yapmasına nasıl izin verebilirsin?
Onlar evde iş bulamadılar.
Muhafızlar onların söylediği her şeyi duydular.
Çoğu insan ikiz Jacksonları birbirinden ayıramadı.
dönemlerini veya yıllarını aksatmadan bitirmelerine yardımcı olmak için.
nasıl tıpkı eski biçimde yaşamaya devam ederdik ki?
Bizde o dönemde ise tek başına bile gidebiliyordu
Biz Paul'ün ne yapmak istediğini çözemedik.
O günlerde çok az sayıda kişi yurtdışına seyahat edebiliyordu.
Kadınların oy verebilmesi için anayasa değiştirildi.
O, çocuklar izleyebilsin diye yavaşça yürüdü.
Onun mantığının gücüne direnemedik.
Kötü hava yola çıkmamızı engelledi.
Kasırgadan dolayı dışarı çıkamadık.
Henüz çok şey öğrenemedik.
Biz çok fazla şey bulamadık.
Kendi adlarını yazmayı bile bilmiyorlardı.
Onlar, Mary'ye güvenebileceklerini biliyorlardı.
Yardım etmek için elimizden geleni yaptık.
Kar fırtınası yüzünden dışarı çıkamadık.
Pencereden gün batımını görebiliyorduk.
Beni herkes duyabilsin diye yüksek sesle konuşuyordum.
Güçlü akıntıya karşı kürek çekemedik.
Onlar Tom'dan nefret ediyorlardı.