Examples of using "Fehlte" in a sentence and their turkish translations:
Tom toplantıda değildi.
- Bir şey kaçırmadın.
- Bir şey kaçırmadınız.
Fırtına yüzünden yoktum.
Radikaller bir oy ile başarısız oldu.
Tom Mary'nin orada olmadığını fark etti.
Genç mühendisin deneyimi yoktu.
Onlar Tom'u özlediler.
Kız müzikal yetenekten yoksundu.
Mükemmel olmasını tek bir kusuru engelliyordu.
Tom'un kayıp olduğunu ilk olarak ne zaman fark ettin?
O, parasızlıktan dolayı başarısız oldu.
Toplantı bitinceye kadar hiç kimse onun yok olduğunu fark etmedi.
O, para olmaması nedeniyle yurt dışında okuyamadı.
- Annemi özledim.
- Anacığımı özledim.
Bu en çok özlediğim sıcaklıktı.
Toplantının sonuna kadar hiç kimse orada olmadığımı fark etmedi.
Çocuk hasta olduğu için dün okulda yoktu.
Onu özledik.
Onun yokluğu toplantının sonuna kadar gözlerden kaçtı.
Onun yokluğu fırtına yüzündendi.
Tom Mary ile konuşan şu adamın eksik bir parmağı olduğunu fark etti.
Yüksek komuta güveninden yoksundu, ancak İmparatorun gözetimi altında
Oyun heyecandan yoksundu.
Tom'un söylemek istediği çok şeyi vardı, ama hepsini söylemek için yeterli zamanı yoktu.
Tom Mary'ye onunla dışarı çıkmasını rica etmek istedi, ama cesareti yoktu.
Tom Mary'ye kendini öldüreceğini söyledi ama bunu yapmaya cesareti yoktu.
Yapacak zamanımız olmayan pek çok şey vardı.
Tom Mary'yi öpmek istedi fakat denemek için cesareti yoktu.
Ödemek için yeterli paramız olmadığı için o siparişi iptal etmek zorunda kaldım.
Tom fiyat etiketine baktı yeterli parası olmadığının farkına vardı.