Examples of using "Bemerkte" in a sentence and their turkish translations:
Kimse beni fark etmedi.
Hiç kimse onun yokluğunu fark etmedi.
O bir değişiklik fark etti.
O aslında beni fark etti.
Tom Mary'nin endişeli göründüğünü fark etti.
Tom Mary'nin aksadığını fark etti.
Onu düne kadar fark etmedim.
Tom, Mary'nin uykuda olduğunu fark etti.
Tom gözetleme kamerasını fark etmedi.
Tom da Mary'nin orada olmadığını fark etti.
Tom Mary'nin sessiz olduğunu fark etti.
Tom Mary'nin orada olmadığını fark etti.
Tom'un gülümsediğini fark ettim.
annem bir şeylerin doğru gitmediğini fark etmiş,
Tom ön kapının açık olduğunu fark etti.
Tom, Mary'nin John'a bakıyor olduğunu fark etti.
Tom Mary'nin kendisine baktığını fark etti.
Bana bakan birini fark ettim.
Tom değişimi fark etmedi.
Çok sonrasına kadar bunu fark etmedim.
Değişikliği fark etmedi.
Tom beni fark etmemişti bile.
Tom uzakta bir şey fark etti.
Tom Mary'nin orada olduğunu fark etti.
Tom yerde bir şey fark etti.
Tom Mary'nin kendisini izlediğini fark etti.
Tom Mary'de bir değişiklik fark etti.
Tom, Mary'nin ellerinin titrediğini fark etti.
Tom yerde kan fark etti.
Sami Leyla'nın nefes almadığını fark etti.
Tom cüzdanını kaybettiğini fark etti.
Napolyon'un kendisi, “Ne asker!
O, masanın üstündeki bir mektubu fark etti.
Onun odaya gizlice girdiğini fark ettim.
Tom fermuarının açık olduğunu fark etmedi.
Kimse Tom'u fark etmedi.
Tom kısa sürede hiç kimsenin onunla ilgilenmediğini fark etti.
- Tom Mary'nin bir alyans takmadığını fark etti.
- Tom, Mary'nin bir alyans takmadığını fark etti.
Tom Mary'nin parmağındaki alyansı fark etti.
Tom izlendiğini fark etmedi.
Tom, Mary'nin parmağındaki yüzüğü fark etti.
Tom Mary'nin arkasında duran birini fark etti.
Tom'un ayakkabı giymediğini hiç kimse fark etmedi.
O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü.
Tom'un odadan ayrıldığını kimse fark etmedi.
O, trafik sinyalinin üzerindeki küçük kamerayı fark etmedi.
Sonra kötü içgüdülerim olduğunu fark etmeye başladım,
Bu arada onun sarhoş olduğunu fark ettim.
Bir hata yapmış olduğunu fark etti.
Tom Mary'nin sağ kolunda bir kurşun yarası fark etti.
Tom John ve Mary'nin el ele tutuştuklarını fark etti.
Ne kadar aç olduğumu fark etmedim.
- Tom kapının açık olduğunu fark etti.
- Tom kapının kilitli olmadığını fark etti.
Genç adamın bana baktığını fark ettim.
Onun yeni gözlük taktığını fark ettim.
Tom aniden yalnız olmadığını fark etti.
Aniden cüzdanının kayıp olduğunu fark etti.
Tom ellerinin temiz olmadığını fark etti.
Tom parasının bittiğini fark etti.
Tom bir hata yaptığını fark etti.
Tom yanında hiç para olmadığını fark etti.
Tom duvardaki kurşun deliklerini fark etmedi.
Mary, Tom'un alyansını takmadığını fark etti.
Tom kısa süre içinde yalnız olmadığını fark etti.
Onun yokluğu toplantının sonuna kadar gözlerden kaçtı.
Toplantı bitinceye kadar hiç kimse onun yok olduğunu fark etmedi.
ya bunları fark ediyordum ya da daha kötüye gidiyorlardı,
Küçük, gri bir hayvanın bize doğru baktığını fark ettim.
Ona bakmamı yakaladı ve benim yüzüm kızardı.
Tom Mary ile sonunda birlikte yalnız olduklarını fark etti.
Tom, Mary'nin yeni bir saç modeli olduğunu fark etmedi.
O Mary ve Eve'in içeri girdiğini fark etmedi.
Tom çabucak diğer çocuklardan farklı olduğunu fark etti.
Holmes kimseye haber vermeden odadan dışarı çıktı.
En sonunda hatasını anladı.
Tom kütüphanenin önünde park edilmiş olan Mary'nin arabasını fark etti.
O, yan odada uyuyan hasta bir adam olduğunu fark etmedi.
Saatin çok geç olduğunu fark etmedim.
Tom Mary'nin John'a kızgın olduğunu fark etti.
O, örümceği gördüğünde Mary'nin tepkisini gördün mü?
Toplantının sonuna kadar kimse yokluğunu fark etmedi.
bütün bilim dalları birbiriyle bağlantılı.
Toplantının sonuna kadar hiç kimse orada olmadığımı fark etmedi.
En sonunda hatasını anladı.
Tom Mary'nin kendisinden birkaç inç daha kısa olduğunu fark etti.
Tom, Mary'nin ayakkabılarının çamurlu olduğunu fark etti, ancak bir şey söylemedi.
Tom etrafına baktı ve kaybolduğunu fark etti.
Ayağa kalktığımda Tom'un benden çok daha uzun boylu olduğunu fark ettim.
Ceketinde bir delik fark etti ama görmezden gelmeye çalıştı.
Buzdolabını açtığımda, etin bozulduğunu gördüm.
Tom ön kapıya geldiğinde onun biraz açık olduğunu fark etti.
Tom Mary'nin yorgun olduğunu fark etti.
Tom Mary ile konuşan şu adamın eksik bir parmağı olduğunu fark etti.
Öfkeli bir Napolyon, "Ney askerlik hakkında son katılan davulcu çocuktan daha az şey biliyor" dedi
- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Eve gittiğimde, kaybetmiş olduğum cüzdanımı buldum.
O uyandıktan sonra ıssız bir adada olduğunu fark etti.
Tom, Mary'nin daha akşam yemeğini pişirmeye bile başlamadığını fark etti.
Tom boş odaya girdi ve hemen küllükte yanan bir sigara fark etti.