Translation of "Ihnen" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Ihnen" in a sentence and their turkish translations:

- Folge ihnen einfach!
- Folge ihnen einfach nach!
- Folgen Sie ihnen einfach!

Sadece onları izle.

Nach Ihnen.

- Önce siz buyurun.
- Önden sen.
- Önce siz geçin.

- Das gefiele ihnen.
- Das würde ihnen gefallen.

Onlar onu istiyorlar.

- Niemand wird ihnen glauben.
- Keiner wird ihnen glauben.

Hiç kimse onlara inanmayacak.

- Kann ich Ihnen helfen?
- Darf ich Ihnen helfen?

Ben size yardımcı olabilir miyim?

Milliarden von ihnen.

milyarlarca aslında.

Ich verspreche Ihnen,

Sizi temin ederim,

Wir danken Ihnen

Teşekkür ederiz

Hunderttausende von ihnen.

Sayıları yüz binlerce.

Gib ihnen Geld.

Onlara para ver.

Ich glaube Ihnen.

Size inanıyorum.

Ihnen war schlecht.

Onların bulantısı vardı.

Tom drohte ihnen.

Tom onları tehdit etti.

Tom vertraute ihnen.

Tom onlara güveniyordu.

Gib ihnen Bescheid.

Onlara bildir.

Tom folgte ihnen.

Tom onları takip etti.

Gib sie ihnen.

Onu onlara ver.

Ich vertraue Ihnen.

Size güveniyorum.

Wir schrieben ihnen.

Onlara yazdık.

- Was sind wir ihnen schuldig?
- Was schulden wir ihnen?

Onlara ne borçluyuz?

- Was bin ich ihnen schuldig?
- Was schulde ich ihnen?

Onlara ne borçluyum?

- Willst du dich ihnen anschließen?
- Wollen Sie sich ihnen anschließen?
- Wollt ihr euch ihnen anschließen?

Onlara katılmak ister misin?

- Sie müssen ihnen vielleicht helfen.
- Du musst ihnen vielleicht helfen.
- Ihr müsst ihnen vielleicht helfen.

Siz onlara yardım etmek zorunda kalabilirsiniz

- Macht es Ihnen etwas aus, wenn ich mich Ihnen anschließe?
- Macht es Ihnen etwas aus, wenn ich mich zu Ihnen geselle?

Size katılmamın bir sakıncası var mı?

- Ich gehöre nicht zu ihnen.
- Ich bin keiner von ihnen.

Ben onlardan biri değilim.

- Ihnen ist kalt.
- Es ist ihnen kalt.
- Sie sind kalt.

Onlar üşüyorlar.

- Womit kann ich Ihnen helfen?
- Wie kann ich Ihnen helfen?

Size nasıl yardım edebilirim?

- Ich kenne keine von ihnen.
- Ich kenne keinen von ihnen.

- Onların hiçbiri tanımıyorum.
- Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- Onlardan birini tanımıyorum.

- Es geht sehr gut bei ihnen.
- Es geht ihnen großartig.

Onlar harika yapıyor.

- Wir amüsierten uns mit ihnen.
- Wir haben uns mit ihnen amüsiert.
- Wir hatten mit ihnen zusammen Spaß.

Onlarla birlikte eğlendik.

Sodass er Ihnen selbst

hem kendiniz

Trotz ihnen besaßen sie

ona rağmen sahiplendiler

Zeit mit ihnen verbringen

onlarla vakit geçiriyor

Ist es ihnen passiert?

onların başına gelmiş miydi?

Sadako lächelte ihnen zu.

Sadako, onlara gülümsedi.

Gefällt Ihnen New York?

New York'u sever misin?

Ist Ihnen nicht übel?

Bulantın yok mu?

Der Hund gehört ihnen.

Köpek onların.

Ich schulde Ihnen nichts.

Sana hiçbir borcum yok.

Ich schreibe ihnen nicht.

Onlara yazmıyorum.

Ich kaufe ihnen nichts.

Onlar için satın almıyorum.

Es fiel ihnen schwer.

Onlar mücadele etti.

Ich vertraue ihnen nicht.

Ben onlara güvenmiyorum.

Wir haben ihnen geholfen.

Onlara yardım ettik.

Können wir ihnen vertrauen?

Onlara güvenebilir miyiz?

Kann ich ihnen vertrauen?

Onlara güvenebilir miyim?

Ich schicke Ihnen das.

Bunu size gönderiyorum.

Gefällt Ihnen der Schnee?

Kar sever misin?

Wie geht es Ihnen?

- Nasılsın?
- Nasılsınız?

Ich bin Ihnen gefolgt.

Seni takip ediyorum.

Es geht ihnen gut.

Onlar iyiler.

Wir müssen ihnen vertrauen.

- Onlara güvenmek zorundayız.
- Onlara güvenmeliyiz.
- Onlara güvenmemiz gerekiyor.

Hat es Ihnen gefallen?

O hoşunuza mı gitti?

Kommen Ihnen keine Zweifel?

Meydana gelen şüpheniz var mı?

Einer von ihnen lügt.

Onlardan birisi yalan söylüyor.

Ich pflichte Ihnen bei.

- Seninle aynı fikirdeyim.
- Sana katılıyorum.

Ich bin ihnen dankbar.

Onlara minnettarım.

Gefällt Ihnen die Arbeit?

İşten zevk alıyor musun?

Tom stimmt ihnen zu.

Tom onlarla aynı fikirde.

Können wir ihnen glauben?

Onlara inanabilir miyiz?

Wir schicken Ihnen jemanden.

Birini göndereceğiz.

Es ging ihnen gut.

Onlar iyiydiler.

Tu ihnen nichts zuleide!

Onlara zarar verme.

Er stimmte ihnen zu.

O onların söylediğini kabul etti.

Wer ist bei Ihnen?

Kimle birliktesin?

Ich glaubte ihnen nicht.

Onlara inanmadım.

Ich kann ihnen helfen.

- Onlara yardım edebilirim.
- Onlara yardımcı olabilirim.

Sag ihnen die Wahrheit.

Onlara gerçeği söyle.

Tom kann Ihnen helfen.

Tom sana yardımcı olabilir.

Ich traute ihnen nie.

Onlara hiç güvenmedim.

Hab Geduld mit ihnen.

Onlara karşı sabırlı olun.

Du musst ihnen zuhören.

Onları dinlemek zorundasın.

Lass uns ihnen helfen.

Onlara yardım edelim.

Wir wollten ihnen helfen.

Biz onlara yardım etmek istedik.

Wir wollen ihnen helfen.

Onlara yardım etmek istiyoruz.

Ich werde ihnen helfen.

Onlara yardım edeceğim.

Lasst uns ihnen helfen.

Onlara yardım edelim.

Warum hilft Ihnen keiner?

Neden kimse sana yardım etmiyor?

Gib ihnen 300 Dollar!

Onlara 300 dolar ver.

Du kannst ihnen vertrauen.

- Onlara güvenebilirsin.
- Onlara güvenebilirsiniz.

Ich will Ihnen helfen.

- Size yardım etmek isterim.
- Size yardım etmek istiyorum.

Sie wollte ihnen helfen.

O onlara yardımcı olmak istedi.

Ich habe ihnen vertraut.

Onlara güvendim.

Ich gehorche ihnen nicht.

Ben onlara itaat etmiyorum.

Diese Bücher gehören ihnen.

Şu kitaplar onların.

Wir helfen Ihnen gerne.

Size yardım etmekten mutluluk duyuyoruz.

Wirst du ihnen helfen?

Onlara yardım edecek misin?

Seine Nachricht gefiel ihnen.

Onlar onun mesajını sevdiler.

Gefällt Ihnen San Francisco?

San Francisco'yu beğenir misiniz?

Es wird ihnen gutgehen.

Onlar iyi olacaklar.

Ich danke Ihnen herzlich.

Yürekten teşekkürler.

Und er sagt ihnen, ich habe ihnen gesagt, wie man regnet

ve onlara şunu söylüyor ben onlara yağmurun nasıl yağacağını anlattım

Aber ich sage es ihnen noch einmal, sei ihnen nicht böse

Fakat tekrar söylüyorum onlara kızmayın

- Sie hat ihnen einige Äpfel gegeben.
- Sie gab ihnen einige Äpfel.

O onlara birkaç elma verdi.

- Ich winkte ihnen lächelnd zu.
- Ich lächelte und winkte ihnen zu.

Onlara gülümsedim ve el salladım.