Translation of "Erfüllt" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Erfüllt" in a sentence and their turkish translations:

Magie erfüllt die Luft.

Havada sihir asılı.

Wurde dein Wunsch erfüllt?

Dileğiniz gerçekleşti mi?

Toms Wunsch wurde erfüllt.

Tom'un dileği yerine getirildi.

Meine Bedürfnisse werden nicht erfüllt, warum sollen dann eure Bedürfnisse erfüllt werden?

İstediğim şeyler hiç zamanında olmuyor. Öyleyse, sizinkiler neden zamanında olsun?

Seine Vorhersage hat sich erfüllt.

Onun öngörüsü gerçekleşti.

Ich habe mein Versprechen erfüllt.

Ben sözümü yerine getirdim.

Mein Leben ist vollkommen erfüllt.

Benim hayatım tamamiyle yerli yerinde.

Endlich wurde sein Wunsch erfüllt.

O, nihayet isteğini gerçekleştirdi.

Hast du dein Soll erfüllt?

İş payınızı bitirdiniz mi?

Endlich wurde Toms Wunsch erfüllt.

Tom sonunda istediğini aldı.

Aber er hat sein Gelübde erfüllt.

Ama yeminini yerine getirdi.

Sie haben die Bedingungen nicht erfüllt.

Onlar şartları yerine getirmediler.

Er hat die Ansprüche nicht erfüllt.

O, standartları karşılamıyordu.

Mein Herz war von Freude erfüllt.

Kalbim neşeyle doluydu.

Meine Arbeit erfüllt mich mit Leidenschaft.

Ben işim hakkında hırslıyım.

Ihren ganzen Körper und Ihren Geist erfüllt.

bütün zihninizi ve bedeninizi sardığını hayal edip buna inanabilirsiniz.

Wenigstens hat der Falter seinen Zweck erfüllt.

Güve, hiç değilse amacını gerçekleştirdi.

Die Natur erfüllt mich mit solcher Ehrfurcht,

Doğaya hayranlığım o kadar büyük ki

Dieses Lied anzuhören, erfüllt mein Herz mit Nostalgie.

Bu şarkıyı dinlerken kalbim nostaljiyle dolar.

Auf jeden Fall habe ich meine Pflicht erfüllt.

Her durumda, ben görevimi yerine getirdim.

Der Vater begrub seinen Sohn, von Gram erfüllt.

Baba oğlunu kederli bir şekilde gömdü.

Ich fürchte, dass meine Wünsche nicht erfüllt werden.

Maalesef dileklerim yerine getirilmeyecek.

Erfülle meine Bitte, wie auch ich deine erfüllt habe.

İsteğimi kabul et, tıpkı benim de seninkini kabul ettiğim gibi.

- Tom sah von Schrecken erfüllt aus.
- Tom sah entsetzt aus.

Tom dehşete kapılmış görünüyordu.

- Maria sah von Schrecken erfüllt aus.
- Maria sah entsetzt aus.

Mary dehşete düşmüş görünüyordu.

Als ob er seinen Zweck nicht ein wenig erfüllt hätte, aber

sanki biraz amacını yerine getirmiyor gibi ama

Der Tag wird gewiss kommen, an dem sich dein Traum erfüllt.

Hayalinin gerçekleşeceği gün kesin gelecek.

- Ich tat nur meine Pflicht.
- Ich habe nur meine Pflicht erfüllt.

Sadece görevimi yaptım.

Wir brauchen keine neue Hilfssprache. Das Englische erfüllt bereits diese Rolle.

Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten o rolü yerine getiriyor.

Es wird wohl einmal ein Tag kommen, wo sich dein Traum erfüllt.

Hayalinin gerçekleşeceği gün kesinlikle gelecek.

- Ihre Wünsche, scheint’s, sind wahr geworden.
- Ihre Wünsche haben sich anscheinend erfüllt.

Görünüşe göre, dilekleri gerçekleşti.

Perfekt, um durch Holz zu nagen. Der bewegliche Finger erfüllt eine weitere Funktion.

Ağaç kemirmek için birebir. O esnek tırnağın işlevi vurmayla bitmiyor.

Die gute Neuigkeit ist, wir haben die Mission erfüllt und das Wrack gefunden.

Ama iyi haber şu ki enkazı bulduk ve görev tamamlandı.

- Wurde dein Wunsch erfüllt?
- Ist ihr Wunsch in Erfüllung gegangen?
- Ist dein Wunsch in Erfüllung gegangen?

Dileğin gerçek oldu mu?

Jedes Mal, wenn ich eine Bibliothek sehe, erfüllt mich der Wunsch, hineinzugehen und so lange dort zu bleiben, bis ich alles darin gelesen habe.

- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.