Examples of using "Luft" in a sentence and their turkish translations:
Hava görünmezdir.
Havaya ihtiyacım var.
Havasız ölecektik.
Biraz hava almalıyım.
Alevleri yelleyin.
Havada sihir asılı.
Hava sıcak oldu.
- Lastik hava sızdırıyor.
- Lastik hava kaçırıyor.
Bütün insanlar hava solur.
Bizim temiz havaya ihtiyacımız var.
Nefes alamıyorum.
Biz temiz hava soluyoruz.
Hava nemli.
Hava çok bunaltıcı.
Kirli hava soluyorum.
- Tom nefes nefese.
- Tom nefes nefese kalmış.
Tom çok derin bir nefes aldı.
- Diana nefesini tuttu.
- Diana zorlukla nefes alıyordu.
- Diana nefes nefese kaldı.
Leyla nefes alamadı.
- Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
- Bırak bu dumanlı hava odadan çıksın ve temiz hava girsin.
Ben temiz havayı severim.
Ellerini havaya kaldır.
Büyük şehirlerde hava kirlidir.
Sıcak, nemli havaya.
Hava olmasa hiçbir şey yaşayamaz.
Biraz temiz hava girsin.
İlkbahar geldi.
Hava, sudan hafiftir.
- Gözlerinizle havayı göremezsiniz
- Havayı gözlerinle göremezsin.
- Gözlerinle havayı göremezsin.
Nefes nefese koştum.
Tom taze havayı sever.
Havada heyecan var.
Havada aşk kokusu var.
Temiz havayı severim.
Biraz temiz havaya ihtiyacım var.
Bu lastiğin biraz havaya ihtiyacı var.
Koşucu zorlukla nefes alıyordu.
Açık havadan keyif alır.
- Ayda hava yoktur.
- Ay üzerinde hiç hava yoktur.
Tamam, havadayız.
Gaz çıkarmaları gerektiğinde
sözümona yapay ağaçlar yapabiliriz.
Havadan karbondioksit temizliyor.
Havasız yaşamak imkansızdır.
Hava birçok gazın karışımıdır.
Hava olmadan yaşayamayız.
Hava olmasa hiçbir yaratık yaşayamaz.
Havasız hiçbir şey yaşayamazdı.
Balon havada süzülüyordu.
Uzayda hava yoktur.
- Lastiğin çok az havası var.
- Tekerin çok az havası var.
Büyük şehirlerde hava kirlidir.
Ellerinizi havaya kaldırın.
Tom nefes nefese kaldı.
Bir şey olmak üzereydi.
Biraz hava alacağım.
Balon havayla doluydu.
Fabrikalardan gelen gazlar havayı kirletir.
- Bulutlar gökyüzünde durur.
- Bulutlar gökyüzünde duruyor.
Top havada uçtu.
Hava gazların karışımıdır.
Ben biraz taze hava solumak istiyorum.
Tom Mary'yi havaya kaldırdı.
Sadece öfkemi boşaltıyordum.
Buradaki hava çok kötü.
Polis havaya ateş etti.
Tom köprüyü havaya uçurdu.
Hava ağırlıklı olarak nitrojen ve oksijenden oluşur.
Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi
Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.
belli bir fikir üzerinde bağımsız olarak çalışıyorum.
- Su, hava kadar değerlidir.
- Su, hava kadar kıymetlidir.
Hava yumuşak ve toprak nemli.
Hava ve su olmasa, hiçbir şey yaşayamazdı.
Havayı ve suyu nimetten saymıyoruz.
Duman havada yükseliyor.
Top havada yüksek sıçradı.
Burada dağ yürüyüşleri ve temiz havanın tadını çıkarıyoruz.
Ayda hava yoktur.
Ay üzerinde hiç hava yoktur.
Hava yoluyla seyahat edebilme yeteneğine.
Biraz temiz hava almak istemez misiniz?
Lütfen içeriye biraz temiz hava girmesine izin ver.
Tom ellerini havaya kaldırdı.
Bu odanın havası kirli.
Tom biraz temiz hava alması gerektiğini söyledi.
Derin bir nefes alın ve korkmayın.
Teröristler bir otobüsü havaya uçurdular.
İçeriye biraz temiz hava girsin.
Bir kuş gökyüzünde yükseklerde uçuyordu.
Onlar şapkalarını havaya fırlattı.
Biraz temiz hava almak istiyorum.
Tom soluklanmak için durdu.
Ağzındaki alıcılar havanın tadına bakıyor.
dünyada yeryüzüne çarpmadan önce hava infilak etti
Havadaki küçük parçacıklar kansere neden olabilir.