Examples of using "Einst" in a sentence and their turkish translations:
Onlar bir zamanlar birbirlerine yardım etmişlerdi.
Dinozorlar dünyayı yönetirdi.
Bir zamanlar onun bir sürü arazisi vardı.
Dinozorlar bir zamanlar dünyayı yönetti.
Bir zamanlar dünya üzerinde dinozorlar hüküm sürüyordu.
İnsanlar onun doğru olduğunu düşünürdü.
Tom eskiden olduğu gibi gitarist değil.
Tom eskisi kadar sağlıklı değil.
Bir zamanlar güney pasifik efsaneleri dev midyeleri deniz tabanında
Romanlar eskisi kadar çok okunmuyor.
Tom bana Boston'da yaşadığını söyledi.
İspanya bir zamanlar Filipin Adalarını yönetti.
- Bir zamanlar best seller olan bu kitap artık baskı dışıdır.
- Bir zamanlar bir best seller olan bu kitabın artık baskısı kalmamış.
Bir zamanlar Japonya'da altın gümüşten daha az değerliydi.
Tom eskisi gibi değil.
Onu bir zamanlar uyardım ama o dinlemedi.
Onun eski halinden eser kalmamış.
Seni bir zamanlar uyardım ama sen dinlemedin.
Bir zamanlar yaşlı bir adam ve karısı küçük bir köyde birlikte yaşarmış.
Lejre, bir zamanlar Ledreborg, gerçekten de erken Viking
Orada korkunç bir canavar yaşardı.
Sen bir zamanlar içinde bulunduğum aynı durumdasın.
Tom eskisi gibi komşuları ile iyi geçinmiyor.
Ben bu şehrin eskisi kadar güvenli olduğunu sanmıyorum.
Tom eskisi gibi değil.
Kristof Kolomb bir zamanlar Cümle 47456'daki çocukla tanıştı ve onun gözlerini dünyaya açtı.
Onu severdim fakat artık sevmiyorum.
İnsanüstü güçlere ulaşmak umuduyla, Kristof Kolomb bir zamanlar beş dakika güneşe doğruca dik dik baktı.İşe yaramadı.
Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,
Şimdi bile, soğuk savaştan yıllar sonra, Almanlar ve Ruslar arasında özellikle Sovyetler Birliği tarafından işgal edilen bölgelerde, hala çok öfke var.