Examples of using "Einander" in a sentence and their turkish translations:
Birbirimizi koruyacağız.
Onlar birbirlerine güvenmezler.
Birbirlerini eleştiriyorlardı.
Birbirlerine güvenirler.
Birbirinize sahipsiniz.
Onlar birbirlerini seviyorlar.
Biz birbirimize yazdık.
Birbirlerine yazdılar.
Onların birbirlerine ihtiyacı vardı.
Birbirimize ihtiyacımız var.
Sizin birbirinize ihtiyacınız var.
Birbirimize yardım edelim!
Birbirlerini gıdıklıyorlardı.
İkiniz de birbirinizi seviyorsunuz, değil mi?
Siz çocuklar birbirinizi seviyorsunuz, değil mi?
Ebeveynlerim birbirini seviyor.
İkizler birbirlerine benziyorlar.
Onlar içten âşıklar.
Siz ikiniz birbirinizi hak ediyorsunuz.
Birbirlerini sevgi dolu öptüler.
Onlar birbirlerine gülümsüyorlar.
Birbirlerine dik dik baktılar.
Birbirimize güveniyorduk.
Biz birbirimizi anlayabiliyorduk.
Kız kardeşler birbirinden nefret ediyor.
Birbirimizden hoşlanmadık.
Biz hâlâ birbirimizi seviyoruz.
Birbirimizi anlamıyoruz.
Onlar birbirine takıldı.
Sincaplar neden birbirlerini kovalar?
Onlar birbirlerine hayrandır.
İki leydi birbirine gülümsedi.
Siz ikiniz birbirinize güvenmiyorsunuz, değil mi?
Biz asla birbirimize hoşça kal demeyiz.
Onlar bir zamanlar birbirlerine yardım etmişlerdi.
John ve Ann birbirlerini seviyorlar.
Siz çocuklar birbirinizi seviyorsunuz, değil mi?
Sık sık birbirimize resim göndeririz.
- Biz sadece bir kez öptük.
- Sadece bir kez öpüştük.
Tüm paraboller birbirine benzer.
Tom ve ben birbirimizi severiz.
Birbirlerine sık sık mektup yazdılar.
Birbirinize ne yaptınız?
- Tom ve Mary birbirlerini anlıyorlardı.
- Tom ve Mary birbirlerini anladılar.
Tom ve Mary birbirlerine yazdılar.
Biz birbirimize asla yalan söylemedik.
Birbirimize bayılıyoruz.
Almanlar ve Fransızlar birbirlerinden nefret ederler mi?
Komünistler birbirlerine "yoldaş" derlerdi.
Birbirimize ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Biz birbirimize bağlıyız.
İnsanlar birbirlerini sevmeliler.
Tom ve ben birbirimizden nefret ediyoruz.
Birbirimize yardım etmek önemlidir.
Komitenin bütün üyeleri birbirlerinden nefret ediyorlar.
Birbirimizi anlıyoruz.
- Öpüştüler.
- Onlar öpüştü.
Birbirimizi tanırız.
Tom ve Mary birbirlerini sevmezler.
Tom ve Mary birbirlerine bakıyorlardı.
Tom ve Mary birbirlerinin karşısına oturmuştu.
- Onlar birbirlerinden nefret ediyordu.
- Birbirlerinden nefret ettiler.
Tom ve Meryem'in pek tanışıklığı yok.
Yaz ve sonbahar arkadaştırlar.
Onlar birbirini sevdi.
Onlar birbirlerine baktılar.
Tom ve Mary gerçekten birbirinden nefret ediyor.
Tom ve Mary birbirlerine gülümsedi.
Tom ve Mary birbirlerini tanıdılar.
Tom ve Mary birbirine kafa salladı.
Tom ve Mary gerçekten birbirini sevdi.
Tom ve Mary zaten birbirlerini tanıyorlar.
Birbirimizi anlamaya çalışalım.
Tom ve Mary kendilerini birbirlerine adadılar.
Tom ve Mary sürekli birbirlerine hakaret eder.
Tom ve Mary birbirlerine güvenmiyor.
Biz yeterince birbirimizi dinlemiyoruz.
Birbirimize saygı göstermeyi öğrenmeliyiz.
Ruhlar asla tesadüfen karşılaşmazlar.
Tom ve Mary hala birbirlerini seviyorlar.
Birbirimize saygıyla davranmaya çalışalım.
çünkü özel zamanımız vardı
Odadakilerin hepsi birbirini tanır.
Adam ve karısı birbirlerine yardım etti.
İki cadde birbirine paralel çalışır.
Onlar birbirlerine yardım ettiler.
Biz resmen tanıştırılmadık.
Birbirimize yardım ettik.
Evlendik çünkü birbirimizi seviyoruz.
Tom ve Mary anında birbirlerini tanıdılar.
Onlar birbirlerine hayran kaldılar.