Examples of using "Auszugeben" in a sentence and their turkish translations:
Paramı harcamayı bırak.
Çok harcamak biraz biriktirmekten daha kolay.
Şu andan itibaren, biz daha az para harcamak zorunda kalacağız.
Para harcamak seni mutlu eder mi?
Bana kendi paramı nasıl harcayacağımı söyleme.
Para harcamak beni mutlu etmez ama bir şeyler almak eder.
- Caroline tüm parasını kıyafetlere harcamayacak kadar mantıklıdır.
- Caroline tüm parasını kıyafetlere harcamayacak kadar akıllıdır.
Bütün parasını elbiselere harcamayacak kadar akıllıdır.
O, ona tüm parasını kız arkadaşına harcamamasını tavsiye etti.
İhtiyacımız olmayan şeylere para harcamayı bırakmazsak, yakında meteliksiz oluruz.
Reklam, insanları ihtiyacı olmayan şeylere, sahip olmadıkları paraları harcamaya ikna etme sanatıdır.