Examples of using "Augenblick" in a sentence and their turkish translations:
Bir dakika...
bir saniye ama
bir saniye yahu
Hımm, bir dakika.
- Andan istifade et!
- Anın avantajından yararlan!
Bir an için sakin olun.
Lütfen bir dakika otur.
ana gelmekle alakalıdır.
Lütfen bir dakika buraya gelebilir misin?
Lütfen bir dakika bekler misin?
Her an yağmur yağabilir.
Çok yakında yağmur yağacak.
Tom bir an sessizdi.
- Mary bir an için suskundu.
- Mary bir an için sessizdi.
Bir saniye bekle.
Bir an bekler misin?
Tom bir süre için hareketsiz durdu.
- Bir dakika.
- Sadece bir dakika.
Bir dakika bekleyin, lütfen!
Ayıracak bir anımız yok.
Tom bir an için dinledi.
Sadece bir an sürecek.
Onu bir an için düşünelim.
Şu an için bir planım yok.
Bir an burada beklemeliyiz.
Gelecek herhangi bir anda başlayabilir.
Sanatı kritik anda başarısız oldu.
Bir an için Tom'un gülmeye başlayacağını düşündüm.
Bir saniye. Bu çağrı önemli olabilir.
Onun yardımı tam zamanında geldi.
Bir saniye bekle.
Hayatının en mutlu anı neydi?
Okul bitti... şimdilik...
Bir dakika - kapıda biri var.
Gözlerimiz bir an için karşılaştı.
"Lütfen kapıyı aç." "Bir dakika."
Bu an tarihe geçecek.
Tom az önce buradaydı.
Bir dakika.
Tom son dakikada bir hata buldu.
O sırada... Oldukça zor bir dönemdi.
O, toplantıyı son dakikada iptal etti.
Bir öpücük için mükemmel bir an.
Bir öpücük için harika zamandı.
Bir an için bana izin verir misiniz?
Bir anda değişti.
Bilmiyorum. Bunun hepsi anında oldu.
Depremler her an olabilirler.
- Bir dakika...
- Bir dakika bekle.
Biz ahiret için çalışırız, şu an için değil.
Bu anı tüm hayatım boyunca bekledim.
Tom ve Mary bir an için birbirine baktı.
Her an yağmur yağabilir.
Onu biraz beklet.
Şu anda o problemle ilgilenemem.
Tom bir an için dinledi ama bir şey duyamadı.
Bir saniyeliğine izninizle.
Bir anlık tereddüt, bir pilotun hayatına mal olabilir.
Bir saniye bekle.
- Bu tarihi bir an.
- Bu tarihi bir andır.
Tom bir an için çekindi.
O özel bir andı.
Alan Tate ve ben bir süre birbirimize baktık.
Kaza anında, neredeyse otobüsteki yolcuların hepsi uyuyordu.
Bir dakikan varsa, bunu okumak isteyebilirsin.
Seninle biraz yalnız konuşabilir miyim?
Şu an tüm geçmiş yaşamı aklından geçmiş gibi görünüyordu..
Şu anda Boston'dayız.
- Tom Mary odaya girer girmez tanıdı.
- Tom Mary'yi odaya girdiği anda tanıdı.
Tam konuştuğumuz anda yangın başladı.
Doğru anı bekliyordum.
Tom şu anda yanında çok fazla parası olmadığını söylüyor.
- O, hemen şimdi önemli değil.
- O, şu anda önemli değil.
Ben son dakikada randevuyu iptal ettiğim için üzgünüm.
Bu andan itibaren, Elsa'nın hayatı sıradan mutlu çocuğun hayatıydı.
Ne zaman bir sincap görsem dertlerimi bir süreliğine unutuyorum.
Tom'la bir saniye yalnız konuşmamın bir sakıncası var mı?
Bu kadar çok ünlü insanlarla tanışabileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
- O şu anda ofisinde değil.
- Şu anda ofisinde değil.
- O şu an bürosunda değil.
Bebeği kollarımda tuttuğum anda ağlamaya başladı.
Babam şu anda evde değil.
Tom anahtarı kilide taktı ve onu çevirmeden önce bir süre bekledi.
Karım şimdi akşam yemeğini hazırlıyor.
Şu anda dünyanın her yerinde Dünya Kupasını izleyen milyonlarca insan var.
Her şey bir anda oluverdi - o kadar hızlıydı ki, farkına varacak zamanım olmadı.
Bir süre bekleyin.
Laura son dakikada sadece arkasını dönmek ve kaçmak için yaklaşıyor numarası yaptı.
Günümüzde Avrupa ülkelerinin çoğunluğu sosyal demokratlar tarafından yönetilir ama aşırı sağda gözle görülür bir yükseliş var.
Seninle bir saniye konuşabilir miyim?
O onunla karşılaşır karşılaşmaz, Charles'ı sevdi.
Benim yaşımda bu tür bir şeyi hâlâ yapıyor olacağımı bir an bile düşünmedim.
İçinde bulunduğumuz şu acınası durum! Yaşamak için sahip olduğumuz sadece kısacık bir an ve biz bunu elimizden geldiğince güçleştirmek için uğraşıyoruz.
Böyle süslü bir evde yaşayabileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
Bu günlerde çok yalnız hissediyorum.