Examples of using "Aufenthaltsort" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un şu an nerede olduğu bilinmiyor.
Onun bulunduğu yeri bilmiyorum.
- Onun nerede olduğunu bulamadık.
- Onun bulunduğu yeri bulamadık.
- Şüphelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor.
- Şüphelinin bulunduğu yer hala bilinmiyor.
Bu etiket yer ve derinliği ölçüyor
Pakistan istihbaratı gerçekten teröristin nerede olduğu hakkında bir şey biliyor muydu?
Tom Jackson'ın nerede olduğuna dair herhangi bir bilginiz varsa yerel polisinize başvurun.