Examples of using "Allem" in a sentence and their turkish translations:
Sen her şey hakkında sorular soruyorsun.
Sen her şey hakkında haklıydın.
Her şeyde elinizden geleni yapın.
Hepsinden öte, çocuklar sevgiye muhtaçtır.
birde herşeyin profesörleri
Her şeyden önce, sabırlı olun.
Atomlar her şeyin içinde vardır.
Kot pantolonlar her şeyle gider.
Her şey hakkında çok kuşkulusun.
Bana her şeyde arka çıktılar.
örgütlenmeye başlamıştı.
Çocuklarla, çocuklarını büyütmek için çalışan bekâr annelerle.
özellikle eğitimde.
özellikle bu konuda
Ve hepsinden de iyisi...
O, her şeyde başarılıdır.
Tom herhangi bir şey için hazırdır.
O, her şeyde mükemmeldir.
Her şeyden önce, yalan söyleme.
Her şey için ben mi suçlanacağım?
Her şeyden önce dairelerde bir eksiklik var.
Her şeye rağmen o geldi.
Tom her şeyi durdurdu.
Tamamen bitirdim.
O her şeyi yapabilir.
Her şeyden memnunum.
Onun hepsi Tom'un hatası.
Tom her şeye karışır.
Her şeyde elinden geleni yapmalısın.
Ayartılmaktan başka her şeye dayanabilirim.
Mike her şeyde babasına çekmiş.
Genelde bununla birlikte hasta oluyoruz.
her şeyi ama her şeyi yok edebiliyorlar
Görünüşe göre onun durumu gerçekti.
O her şeyde bir hata bulur.
Bu manyak her şeyi yapabilir.
- Bu İrlandalı her şeyi yapabilir.
- Bu İrlandalı her şeyi yapma yeteneğine sahip.
O hep her şeyde hata bulur.
O her şeyi çok hızlı yapar.
Her şeyde anlaştılar.
Onlar her şey hakkında fazla şüphecidirler.
Söylediğim her şeyi kabul etmeyi bırak.
O, her konuda rakiplerine karşı daha üstün.
Görev başka her şeyden önce gelmeli.
Tom, her şey hakkında Mary'ye yalan söyledi.
Tom her şeyin üstesinden gelebilir.
Her şeyden şüphelenmek zorundasın.
Tom'un her şeyde bir görüşü vardır.
Tom her şeyi çok çabuk yapar.
Mary'nin her şeyde bir görüşü vardır.
Daha da kötüsü, kar yağmaya başladı.
Her şeyde istediğini gerçekleştiremezsin.
sondaj içinse çok geçerliydi.
özellikle siyahi kadınlarda kanserde.
her şeyi ama her şeyi oynamış adam
Bütün meslekleri bilir ama hiçbirinin ustası değil.
Her şeyde kendi bir yolu var.
Onun her şey için olumsuz bir tutumu var.
Her şeye rağmen, dünya hâlâ güzel.
Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz.
Günah dışında her şeye direnebilirim.
Tom her zaman her şeyde hata bulur.
Her şeyden önce, mantık kesin tanımlar gerektirir.
Her şeyden önce bencil olmamalıyız.
- Müzik dinlemeyi severim, özellikle caz.
- Müzik dinlemeyi severim, özellikle de caz.
Her şey için Tom'u suçluyorlar.
Her şeyden önce, bana yazmayı unutma.
O her şey için beni suçladı.
Şimdi bir şey yapamayacak kadar çok yorgunum.
Hoşunuza giden bir şeye buyurun.
Daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.
Her şeyde en iyini dene.
Bütün ihtiyaç duyduklarımı bana sağlayabilir misin?
Çoğunlukla, baby boomers ile birlikte hakları yenmiş.
Özellikle balıkçılar bir eklem gibi iki kabuğu bir arada tutan organları
Ben bir şey yapacağım.
Her şey için bir ilk olmak zorunda.
- Tom yaptığı her şeyde kendini beğenir.
- Tom yaptığı her şeyden keyif alır.
Görünüşe bakılırsa, onlar mutlu bir çift.
O, her şey için kocasına bağlıdır.
Hiçbir şey bize ait değildir, her şeyin bir parçasıyız.
Her şeye ve herkese bir kusur buluyor.
Her şeye rağmen güzel bir hafta sonu geçireceğiz.
Her şey göz önüne alınırsa, o iyi bir öğretmen.
Tom ve Mary her şey üzerinde anlaştılar.
Tahmin çok zordur, özellikle gelecek hakkında.
Tom'un söylediği her şeye katılıyorum.
O her şey için beni suçlamaya çalıştı.
Bütün yumuşak meyveleri severim, özellikle çilekleri.
O, saygın rasyonel ve özellikle güzel.
Görünüşe göre Tom hala hayatta.
Somon yemek için benim favori balığımdır.
Tom para için neredeyse her şeyi yapmaya hazır.
Tom Mary için neredeyse her şeyi yapmaya hazır.
Tom kesinlikle mizah duygusuna sahip gibi görünüyor.
Tom her zaman beni her şey için suçluyor.