Examples of using "Fragen" in a sentence and their turkish translations:
Sorunuz var mı?
Sorunuz var mı?
- Soru var mı?
- Herhangi bir sorunuz var mı?
Soralım.
Sorusu olan?
Soru var mı?
Sorularınız varsa, uzaktan sorun.
Ona soralım.
Tom'a sorabilirsin.
Başka sorularınız var mı?
Lütfen sorular sormaya çekinmeyin.
Başka sorun var mı?
- Benim bir sürü sorum var.
- Bir sürü sorum var.
Aptal aptal sorular sorma.
Aptalca sorular sorma.
Öğretmene soralım.
Sormayacak mısın?
Google'a sor
Hiçbir soru sorma.
- Sorularıma cevap verin.
- Sorularımı yanıtla.
Sorularım var.
Sormakta zarar yok.
Özgür biçimde sor.
Tom'un sorular vardı.
- Sormak incitmez.
- Rica etmek incitmez.
Sor!
Sorulara cevap vermeyeceğim.
Sen her şey hakkında sorular soruyorsun.
Bana ne sormak istiyorsun?
Size bir şey sorabilir miyim?
Tom'a kendin sormalısın.
Belki Tom'a sormalısın.
Önce Tom'a sormak zorundasın.
Çok soru soruyorsun.
Kesinlikle çok sorun var.
Herhangi bir soru ya da yorumunuz var mı?
- Size bir şey sormak istiyorum.
- Sana bir şey sormak istiyorum.
Tek yapmanız gereken sormak.
Senin sorularına cevap verdim.
- Önce Tom'a sorman gerek.
- Önce Tom'a sorman lazım.
- Sana sormalıydım.
- Size sormalıydım.
- Bu kadar çok soru sorma!
- Bu kadar çok soru sormayın!
Çok fazla soru sorma.
Sorularınız çok doğrudandı.
Bir şey sorabilir miyim?
Herkes bana her zaman onu soruyor.
Sebebini sorabilir miyim?
Neden olmadığını sorabilir miyim?
Ben doktoruma sorular sorarım.
Onu soralım.
- Bir doktora sormalıydın.
- Bir doktora sorman gerekir.
Bunlar zor sorular.
bize şunu soracak;
Kendinize şunu sorun:
Bunu neden soruyorsun?
Öğretmene soralım.
Sorularınızı yazın!
Ona soracağım.
Şimdiye kadar bir sorusu olan var mı?
Tom'a sormak zorunda kalacaktın.
Tom'u sormaya gitmeliyim.
Sen çok soru soruyorsun.
Tom'a sormak zorunda kalacaksın.
Ben sormalıyım, değil mi?
Tom bir sürü soru sordu.
Tom'un hala soruları var.
Bizim bazı sorularımız vardı.
Tom nadiren sorular sorar.
- Sıradan sorular sordu.
- Banal sorular sordu.
Tom'a sorardım.
Tom sormalıydı.
- Sormak zorunda değildin.
- Sormak zorunda değildiniz.
Tom'un bazı soruları vardı.
Sebebini sormamın sakıncası var mı?
Tom Mary'ye sorular sordu.
O, Tom'a soracak.
O, Tom'a soracak.
Mary Tom'a soracak.
Herhangi birinin hâlâ bir sorusu var mı?
Tom herkese sorular sordu.
Bir polise sor!
Umudunu kesme, Thomasa'a sor!
O, ona sorular sordu.
- Sormak için tereddüt etmeyin.
- Sormaya çekinmeyin.
Sebebini merak ediyoruz.
Ben sorular sordum.
Tom asla soru sormaz.
Tom birkaç güzel soru sordu.
Bu sorulara cevap vermemelisin.
O, bütün soruları cevaplamadı.
Bu tür soruları cevaplamayı severim.
Tom çok fazla soru sordu.
Tom'a sormayı unuttum.
Sormak istediğim şey budur.
Tom'un bütün sorularını cevapladım.