Examples of using "Gebt" in a sentence and their turkish translations:
Vazgeçin!
Onu suçlama.
Ev ödevini teslim et.
- Bize istediğimizi ver.
- Bize istediğimizi verin.
Bana bir parça tebeşir verin.
Güzel bir çift oluşturuyorsunuz.
Bana beş gün verin.
Tom'a anahtarları ver.
Hepinizin elinizden geleni yapacağınızı umuyorum.
- Bana bir veda busesi ver.
- Bir veda öpücüğü ver bana.
- Bana bir hoşça kal öpücüğü ver.
Lütfen bize bildirin.
Zaman doldu. Kağıtlarını teslim et.
Irkçılığa hayır diyin.
Gıda bankalarına verin. Evsiz sosyal yardım kuruluşlarına verin.
Gösteriş yapmayın.
- Onları bana ver.
- Bana onları ver.
- Onları bana verin!
Onu kimseye verme.
Bunu hiç kimseye verme.
Bana hiçbir şey verme.
- Çok yakından dikkat edin.
- Pürdikkat kesilin.
- Tüm dikkatinizi verin.
Onu bana ver.
Annene küstahça cevap verme.
Elinizden geleni yapın!
Lütfen tokalaşın.
Lütfen bize bazı örnekler ver.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
Bana bir şans daha verin.
Onu bana geri ver.
Bana bir tane daha ver.
Lütfen bana bir bardak su ver.
Vazgeçme ve yazmaya devam et.
Amerika'daki siyah insanlar daha önce "Bize özgürlük verin." diyordu.
Bana topu ver.
Anahtarları bana ver.
Onu bana geri ver.
Susuzlara su, açlara gıda sağla.
Bana bıçağını ver.
Bize üç dakika verin.
Tom'a anahtarlarını ver.
Bana üç hafta ver.
Bana sırt çantasını ver.
Kılıcı bana ver.
Daha fazla su ilave edin.
Arkadaşlarınıza söyleyin.
Bana yarısını ver.
Geliyorlar! Kılını kıpırdatma yoksa sürpriz berbat olacak.
Lütfen bana bildirin.
Neden pes etmiyorsun?
Her şeyde elinizden geleni yapın.
Biraz daha şeker koyun.
O taleplere boyun eğmeyin.
Bana sadece biraz ver.
Bana bir dayanak noktası verin, Dünya'yı yerinden oynatayım.
Barışa bir şans verin.
Tom'a ihtiyacı olanı verin.
Bana paramı geri ver.
Şişemi bana geri ver.
Köpeğe biraz et ver.
Cüzdanımı bana geri ver.
Hiç umut yitirme.
Meşgul olduğumuzu onlara bildir.
Ona ne istiyorsa ver.
Bana ikinci bir şans ver.
Lütfen o kitabı bana ver.
Niçin Tom'a bir şans vermiyorsun?
Yeterince gayret etmiyorsun.
Gelecek sefer daha çok çalış.
Lütfen bana bir şans daha verin.
Gelip gelmediğini bize bildir.
Başka birine şans ver.
Bir şey olursa bana bildirin.
Gelecek pazartesiye kadar bize bildir.
Bu çocukların her birine üç parça verin.
Lütfen bana yiyecek bir şey ver.
Tom'a istediğini verme.
Neden ona para vermeyi sürdürüyorsun?
Niçin Tom'a para vermeyi sürdürüyorsun?
Her ay gıdaya ne kadar para harcarsın?
Lütfen bana kaza detayları veriniz.
Tom'un seni görmediğinden emin ol.
Gelip gelemediğini bize bildir.
Giyinmek için bana birkaç dakika verin.
Bana bir söz vermeni istiyorum.
Lütfen bana sorunun cevabını söyle.
Bana açıklamak için bir fırsat ver.
Lütfen bize iki bıçak ve dört çatal verin.
Burada emirler verme.
Bir sorunumuz olduğunu kabul ediyorsun yani.
Lütfen ne yapacağım konusunda bana tavsiye ver.
- Lütfen bana bir bardak su ver.
- Bana bir bardak su ver, lütfen.
Lütfen bu ayın son gününe kadar evraklarını teslim et.
Yardımıma ihtiyacın olursa bana bildir.
Çok çalıştığını biliyorum.
- Fikrini değiştirirsen, bize bildir.
- Fikrini değiştirirsen haberimiz olsun.
Gözlerini Tom'dan ayırma. Diğer insanları rahatsız edecek bir şey yapmadığından emin ol.
Tom'un fikriydi, benim değil. Beni suçlama.