Examples of using "Stellt" in a sentence and their turkish translations:
Ölü numarası yapın!
O sağırmış numarası yapıyor.
O gazete dağıtır.
Tom nadiren sorular sorar.
Tom asla soru sormaz.
Tom televizyonun sesini açıyor.
Bu da sizi meraklandırıyor:
Bu firma, televizyon üretiyor.
Oto sanayi yeniden işe alıyor.
O, sık sık aptalca sorular sorar.
Tom yeni işçiler topluyor.
O, babasına sorular sorar.
O, çocukların eğitimi ile ilgili sorular sorar.
O fabrika oyuncaklar üretir.
Tehdit değil.
Onun beklentileri çok yüksek.
O sık sık ahmakça sorular sorar.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
Bu fabrikalar elektrikli fırın üretir.
O şirket mikroçip üretir.
Bu beyefendi ilginç sorular soruyor.
Tom sık sık aptalca sorular sorar.
Tom hep saçma sapan sorular soruyor.
Tom çok fazla soru soruyor.
O beni duymazdan geliyor.
Japonya çok sayıda iyi fotoğraf makineleri üretir.
O, Çin'de oyuncak üretiyor.
Tom bana her gün aynı soruyu soruyor.
Boy sırasına geçin lütfen.
Bir Dünya haritası tüm ülkeleri gösterir.
Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.
Tom beni test ediyor.
O şirket kadınları işe almıyor.
Fabrika her ay binlerce şişe üretir.
Sen o tür sorular soran tek kişisin.
Ama kahraman bu kargaşaya karşı koyacak,
Düşen kayalar dağcılar için tehlike oluşturabilir.
Kimse bana ülkem hakkında sorular sormaz.
Tom ne yapıyor?
Geriye, sorulması gereken tek soru kaldı.
Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Bir araba fabrikasında yedek parça yapımında çalışıyor.
Mary bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
Bu sorun beni şaşkına çevirdi.
Çocuk yetişkinleri utandırır.
Tom her zaman Mary'den yana olur.
Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.
Sigara içmenin sağlığınız için bir riski vardır.
Tecrübesiz bir şoför potansiyel bir tehlikedir.
ve bu şekilde zenginlik ve fırsat yaratarak
Tom, cevabını zaten bildiği soruları sık sık sorar.
Tom onu olduğu gibi söylüyor.
Bir soru sorduğun zaman bir cevap beklersin.
Tom Mary'den vize için nasıl başvurulacağını öğrenmesini rica etti.
Biri size bir soru sormadıkça hiçbir şey söylemeyin.
Kuzuları kurtlara emanet etmek akıllıca bir davranış değildir.
Sorunu sor.
Sorun ona kimin söyleyeceğidir.
Onun bana bu soruyu sormasını beklemiyordum.
Onun soru sorma biçimine ben alışığım.
Tom evde kendi şarabını yapar.
Bu okul öğrenciler için yüksek ahlaki standartları belirler.
Rapor depresyon olacağını belirtiyor.
Tom nadiren soru sorar.
Bir iş arıyorum ama kimse iş vermiyor.
Tom yoluna çıkan herkesi öldürür.
Yolsuzluk dünya genelinde birçok ülkelerde bir sorundur.
Tom hiç soru sormadı.
Tom radyonun sesini kısıyor.
Beni oradaki arkadaşınla tanıştır.
Hiçbir şeyin gerçeğin dışına çıkamayacağı ortaya çıkıyor.
Bir yamyam bıçak ve çatal kullanıyorsa bu bir ilerleme midir?
Yumurta atmak yumurtalar tarafından yapılan hasar 400 doları aşarsa bir suçtur.
Aptal aptal sorular sorma.
Onun bana geri ödemesini istediğimde, duymazdan gelir.
Gazı kapatın.
Bana aptalı oynama.
Aptalca sorular sorma.
İnsanı evrenin merkezine koyan Leonardo'nun yaptığı Vitruvius Adamı Çizimi
Eve vardığında Tom'un her gün yaptığı ilk şey TV'yi açmaktır.
Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.
Doğru soruyu sormazsan doğru yanıtı alamazsın.
Sen her şey hakkında sorular soruyorsun.
Çok soru soruyorsun.
Bilgisayarım bazen aniden kapanıyor.
Tom televizyonun sesini o kadar açıyor ki evin her yerinden duyuluyor.
Surfshark, verilerinizi veya aramalarınızı kaydetmez ve kimsenin de işlem yapmamasını sağlar .
Çok fazla soru sorma.
Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.
Tom Mary'nin masaya koyduğu her şeyi yer.
Tom stand-up komedyenidir.
Baktı ki Google Video'ya rakip Youtube var,Youtube'u da satın aldı.
Türkiye başbakanı kendisini ülkenin istikrarını bozmayı hedefleyen uluslararası komplonun kurbanı olarak tanıtıyor.
Sen cevaplanamaz sorular soruyorsun.
Bu çok tatmin edici.
- Bir aile tartışmamız olduğunda, kocam her zaman benim yerime annesiyle taraftır.
- Aile tartışmamız olduğunda,eşim genellikle benim değil ailesinin tarafında yer alır.
- Ne zaman bir aile tartışmamız olsa kocam benim yerime her zaman annesinin tarafını tutar.
Arabayı garaja koyun.