Examples of using "Abwesenheit" in a sentence and their turkish translations:
Hiç kimse onun yokluğunu fark etmedi.
O yoklar içerisinde Apple'ı kurdu
Ayrılık kalbi sevgiyle doldurur.
Karanlık ışığın yokluğudur.
Annem yokluğum sırasında öldü.
Korku güven yokluğudur.
O, gelmediği için özür diledi.
Yokluğunda korkunç bir kaza oldu.
Onun yokluğu benim için çok hoştu.
Sen dışarıdayken Bay Tanaka aradı.
Ben yokken aptalca bir şey yapmayın.
Yokluğunun sebebini açıklamalısın.
- O gıyaben ölüme mahkum edildi.
- O gıyabında ölüm cezasına çarptırıldı
Onun yokluğunda onun hakkında kötü konuşma.
Uzun bir yokluktan sonra okula geldi.
Senin yokluğunda Bay West adında biri aradı.
Tom onun orada olmadığını fark ettiğimi düşünmüyordu.
Ben yokken bahçemi benim yerime sular mısın?
Onun yokluğunun gerçek nedenini biliyorum.
Bana onların bulunmama nedenini söyle.
On ay aradan sonra eve geri döndü.
İki yıllık yokluktan sonra memleketim olan köye geri döndüm.
Yokluğumun sebebi hasta olmamdır.
Toplantının sonuna kadar kimse yokluğunu fark etmedi.
Bana cesaretin korkunun olmayışı değil,
Ben burada size 20 dakika boyunca bu yokları anlatabilirim
- Tom Mary'ye o uzaktayken havanın nasıl olduğunu sordu.
- Tom, Mary'ye o uzaktayken havanın nasıl olduğunu sordu.
Onun yokluğu fırtına yüzündendi.
Tom uzaktayken Mary'ye bir mektup bile yazmadı.
Ben dışarıdayken biri geldi mi?
Ben gittiğimde köpeğime bakmanı istiyorum.
Onun yokluğundan dolayı hayal kırıklığına uğradık.
Eğer ben yokken gelirse, lütfen ben geri gelene kadar beklemesini isteyin.
Tom uzaktayken, Mary'den bahçesindeki çiçekleri sulamasını istedi.
Çok az kişi onun partideki yokluğunu fark etti.
Napolyon, Berthier'in 1815'te kendisine tekrar katılmasını beklemişti ve yokluğundan çok korkuyordu, "
Ben yokken biri beni ararsa, ona yakında döneceğimi söyle.
Ben yokken terbiyesizlik yapma.
Dün okulda olmayışının sebebini söyle bana.
Ben dışardayken beni herhangi biri aradı mı?
Ben yokken köpeğime bakar mısın?
Onun yokluğu toplantının sonuna kadar gözlerden kaçtı.