Examples of using "Während" in a sentence and their turkish translations:
Standart test sürecinde bir gün,
Kemoterapi sırasında,
Oysaki Ruslar
Bütün tiyatro oyunu boyunca esnedi.
Biz konuşuyorken, o sessiz kaldı.
- Konuşurken sözümü kesme.
- Ben konuşurken sözümü kesme.
- Konuşurken lafımı bölme.
Tekne fırtına sırasında battı.
Tom gösterisi sırasında uyuyakaldı.
Bu yüzden teknoloji hızla ilerlemeye devam ederken
Okyanusun en büyüleyici yüzünü sergilemesiyse
Tutuklandığım zaman...
Bazıları Osmanlı diye ölürken
uçan eski bir casus uçak pilotu olan çaylak astronot Roger Chaffee de vardı .
Gösteri boyunca giriş izni yoktur.
Tom ameliyat sırasında öldü.
O, toplantı sırasında sessiz kaldı.
Ders esnasında konuşma.
Biz konuşuyorken o sessiz kaldı.
Ameliyat sırasında öldü.
Kurs sırasında sessiz olun.
Sen oynarken ben okurum.
Şarkı söylerken yürüyorum.
Ders esnasında sessiz ol.
Şükran günü açık değiliz.
Ben dışarıdayken biri geldi mi?
Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.
Çalışırken sigara içmeye izin verilmez.
Yaz tatilin sırasında ne yapacaksın?
Savaş sırasında askerdin, değil mi?
Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de
avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.
Ne dediğini çözmeye çalıştığımda
Yapay zekâ rutin işleri yok ettikçe
Dışarıda büyük bir kalabalık toplanıp kargaşayı izlerken
Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...
iktidar partisi üyeleri reddetmişken
bu sayede posası gübre olurken
bunun hazır sektörü de varken
Ancak 'Terör' sırasında,
onu tasarlarken takındığım tavırdır.
İzinli olarak eve gitmeyi planlıyor.
Depremde binalar sallandı.
Konuşurken lafımı bölme.
Tom cinsel eğitim dersi sırasında uykuya daldı.
Bu tartışma sırasında o sessiz kaldı.
O, devrim sırasında idam edildi.
Duş alırken telefon çaldı.
Banyo yapıyorken, telefon çaldı.
Uyurken onu rahatsız etme.
Tom kitap okurken onu rahatsız etme.
Tom, uyurken yüksek sesle horluyordu.
Büyük Buhran sıralarında bu değişti.
Betty şarkı söylerken Jane'i öldürdü.
Genç bitkiler kışın saksıya dikilir.
Annem yokluğum sırasında öldü.
Ders de uyudum.
Lisedeki zamanı sırasında, Tom anoreksik oldu.
Tom nöbette uyuyakaldı.
Okurken, uyuyakaldım.
Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.
- Uyurken gürültülü bir şekilde horluyordu.
- Uyurken yüksek sesle horluyordu.
Film sırasında konuştular.
Toplantıda ne oldu?
Sen uyurken Tom geldi.
Çalışırken düşünürüm.
Yemek sırasında sigara içmeyiz.
Hamam böcekleri gün boyunca kendilerini gizler.
Tom film sırasında Mary'yi öptü.
Lyusya, Mahler'i dinlerken ağladı.
Mary dans ederken Tom akerdeon çaldı.
Tom toplantı sırasında uyukladı.
Tom, Planetaryumdaki gösteri sırasında uyuyakaldı.
Gezimiz sırasında olağandışı bir şey olmadı.
Molada sigara içebilir miyiz?
Tom savaşta helikopter pilotuydu.
Yemek yerken bir kitap okurum.
O araba kullanırken onunla konuşma.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısın.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
Ben dışardayken beni herhangi biri aradı mı?
Sen alışverişe giderken ben çocuklara bakarım.
Tom son durgunluk döneminde işini kaybetti
Fiyatlar kesinlikle savaş sırasında düzenlendi.
Bir kitap okuyorken uykuya daldı.
- Senin gidişinden bu yana çok şey oldu.
- Sen yokken bir sürü şey oldu.
Bir fırtına anında araba sürmek tehlikeli olabilir.
Ama hikâyelerle olan meşguliyetimiz değişse bile
Bu, yağışlı mevsimlerde kolay bir işti.
oysaki Türk en eski ırklardan bir tanesi
Bob savaş sırasında pek çok tehlike geçirdi.
Kasaba savaş sırasında tahrip edildi.
- Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
- Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
Üniversite günlerinde Kyoto'da yaşadı.
O, yolculuğu esnasında bir günlük tuttu.
Tüm yolcuları fırtına sırasında deniz tuttu.