Examples of using "Gründete" in a sentence and their turkish translations:
O şirketi kurdu.
O yoklar içerisinde Apple'ı kurdu
Reklam departmanı da kurdu.
Babam işini 40 yıl önce kurdu.
Tom birkaç arkadaşı ile bir grup kurdu.
Arkasından Google sanal bankasını kurdu.
Bay Smith bu okulu kırk yıl önce kurdu.
O bir şirket kurduğunda hâlâ yeni yetmelik dönemindeydi.
Ancak 1804'te Napolyon yeni bir imparatorluk kurdu ve eski rütbeyi geri getirdi.
1998 yılında kurucularının bile bugünü hayal etmediği bir şirket kurdu.
İsteseydi kral veya padişah olabilirdi ama olmadı. Çağdaş cumhuriyeti kurdu. Efendilik peşinde olmadı biz ona bu yüzden Atatürk deriz.