Translation of "Herz" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Herz" in a sentence and their turkish translations:

- Du hast kein Herz.
- Sie haben kein Herz.

Sen kalpsizsin.

- Ihr Herz ist rein.
- Dein Herz ist rein.

Senin kalbin saf.

Das Herz rast,

kalbin çok güçlü atmasını

Unser Herz anschalten

Kalplerimizi açarsak bu,

Hand aufs Herz!

- Dürüst olalım.
- Dürüst olalım!

Öffne dein Herz.

Kalbini aç.

Mein Herz raste.

Kafamda kırk tilki dolaşıyordu.

Ihr Herz raste.

Kalbi hızla çarpıyordu.

Mein Herz blutet.

Kalbim kanıyor.

- Mir blutet das Herz.
- Das bricht mir das Herz.

Yüreğim kan ağlıyor.

- Du hast ihr Herz gewonnen.
- Sie haben ihr Herz gewonnen.
- Ihr habt ihr Herz gewonnen.

Sen onun kalbini kazandın.

- Tom hat ein gutes Herz.
- Tom hat ein warmes Herz.

Tom'un yardımsever bir kalbi var.

- Ich gebe dir mein Herz.
- Ich gebe Ihnen mein Herz.

Sana kalbimi veriyorum.

Dein Herz sollte Hände haben und deine Hände ein Herz.

Yüreğinin elleri olması lazım ve ellerinin yürekli olması gerek.

Das Herz schwächer wurde

kalp akut şekilde zayıflıyor

Sein Herz ist gebrochen.

- Onun kalbi kırıktır.
- Onun kalbi kırık.

Er erweichte ihr Herz.

- O, kalbini eritti.
- O, kalbini yumuşattı.

Mein Herz schlug schneller.

Kalbim hızlandı.

Sie haben kein Herz.

- Senin bir kalbin yok.
- Senin bir yüreğin yok.

Höre auf dein Herz!

Kalbini dinle.

Mein Herz klopft stark.

Kalbim hızlı atıyor.

Dein ist mein Herz.

Kalbim senin.

- Sie brach mir das Herz.
- Sie hat mir das Herz gebrochen.

O kalbimi kırdı.

- Tom hat mir mein Herz gestohlen.
- Tom hat mein Herz gestohlen.

Tom kalbimi çaldı.

- Er hat mir mein Herz gestohlen.
- Er stahl mir mein Herz.

O benim kalbimi çaldı.

- Emily hat mein Herz gestohlen.
- Emily hat mir das Herz gestohlen.

Emily kalbimi çaldı.

Quasi auf das metaphorische Herz.

mecazi kalbe yani.

Mein Herz schlägt wie wild.

Kan pompalıyorum.

Danach sehnt sich das Herz.

Bu kalplerin özlem duyduğu şey.

Sein Herz schlägt nicht mehr.

Kalbi atmayı bırakıyor.

Das bricht einem das Herz.

Çok üzücüydü.

Sie hat ein weiches Herz.

Onun şefkatli bir yüreği var.

Abwesenheit macht das Herz zärtlicher.

Ayrılık kalbi sevgiyle doldurur.

Sie hat ein gutes Herz.

- Onun nazik bir kalbi var.
- Müşfik bir kalbi var.

Ihr Herz war voller Freude.

Onun yüreği sevinç doluydu.

Er hat ein gutes Herz.

Onun iyi bir kalbi vardır.

Brich mir nicht das Herz!

Kalbimi kırma.

Er hat ein schwaches Herz.

Onun kötü bir kalbi var.

Mein Herz war voller Sorge.

Kalbim üzüntü ile doluydu.

Mein Herz begann zu rasen.

- Kalbim yarış etmeye başladı.
- Kalbim hızla atmaya başladı.

Tom hat ein großes Herz.

Tom'un büyük bir kalbi var.

Sein Herz schlug wie wild.

Kalbi çılgınca çarpıyordu.

Das ist schlecht fürs Herz.

O kalp için kötü.

Tom hat ein schwaches Herz.

Tom'un kötü bir kalbi var.

Mein Herz war voller Freude.

Kalbim mutlulukla doluydu.

Sie hat ein reines Herz.

Onun saf bir kalbi var.

Er hat ein großes Herz.

Onun kalbi geniş.

Sie hat ein großes Herz.

Onun büyük bir kalbi var.

Wein erfreut des Menschen Herz.

Şarap insanın kalbini mutlu eder.

Er entdeckte ihr sein Herz.

O, ona kalbini açtı.

Mir tut das Herz weh.

Kalbim acıyor.

Du hast mein Herz gerührt.

Kalbime dokundun.

Deine Tränen zerreißen mein Herz!

Gözyaşların kalbimi paralıyor.

Er hat ein goldenes Herz.

Onun altından bir kalbi var.

Diese Worte rührten Pinocchios Herz.

Bu sözler Pinokyo'nun kalbine dokundu.

Tom hat ein goldenes Herz.

- Tom'un altından bir kalbi var.
- Tom altın yüreklidir.

Maria hat ein reines Herz.

Mary'nin saf bir kalbi vardır.

Ann hat ein gutes Herz.

Ann'in müşfik bir kalbi var.

Ich, schwul, betrachte mein Herz.

Ben, gay, kalbime bakarım.

George hatte ein gebrochenes Herz.

George kırık kalpli idi.

Das Herz ist ein Muskel.

Kalp bir kastır.

Mein Herz ist am Pochen.

Kalbim çarpıyor.

Brich ihm nicht das Herz!

Onun kalbini kırma.

Brich ihr nicht das Herz!

Onun kalbini kırma.

Das Herz besteht aus Muskeln.

Kalp kastan oluşur.

- Tom wurde durch das Herz geschossen.
- Tom ist durch das Herz geschossen worden.

Tom kalbinden vuruldu.

- Wien war das Herz Österreich-Ungarns.
- Wien war das Herz der Österreichisch-Ungarischen Monarchie.

Avusturya-Macaristan imparatorluğunun kalbi Viyana idi.

Wirklich an ein gebrochenes Herz denken.

tüm bunlara daha iyi bir yol bulabiliriz.

Frau hat tausende Male mehr Herz

binlerce kat fazla yüreği vardır kadının

Dein Herz jedoch, kann Liebe brechen.

Ama aşk kalbinizi kırabilir.

Das Mädchen hat ein weiches Herz.

Kızın yumuşak bir kalbi var.

Die Nachricht brach ihm das Herz.

Haber onun kalbini kırdı.

Ihr Herz schlägt heftig vor Angst.

Onun kalbi korkudan şiddetle çarpıyor.

Ihr Herz wurde von Ehrgeiz beherrscht.

Onun kalbi azimle kaplanmıştı.

Mein Herz ist grün und gelb.

Kalbim yeşil ve sarıdır.

Mein Herz begann heftig zu klopfen.

Benim kalbim hızlı çarpmaya başladı.

Tom hat ein Herz aus Stein.

Tom'un taştan bir kalbi var.

Er hat mir das Herz gebrochen.

O kalbimi kırdı.

Du hast mir das Herz gebrochen.

Kalbimi kırdın.

Mein Herz fing an zu klopfen.

Kalbim atmaya başladı.

Öffne ein Herz; schreib' herrliche Liebessprüche!

Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz!

Das bricht mir wirklich das Herz.

Bu gerçekten kalbimi kırıyor.

Hat dir jemand das Herz gebrochen?

Biri senin kalbini kırdı mı?

Mein Herz hörte auf zu schlagen.

Kalbim atmayı bıraktı.

Er hat ein Herz aus Stein.

- O taştan bir kalbe sahip.
- Onun taştan bir kalbi var.

Tom hat mir das Herz gebrochen.

Tom kalbimi kırdı.

Tom versuchte, Marias Herz zu erobern.

Tom Mary'nin kalbini kazanmaya çalıştı.

Tom fühlte sein Herz schneller schlagen.

Tom kalbinin daha hızlı attığını hissetti.

Endlich habe ich sein Herz gewonnen.

Sonunda onun kalbini kazandım.

Meine Großmutter hat ein schwaches Herz.

Büyükannemin zayıf bir kalbi var.

Es wird Tom das Herz brechen.

Tom kalbi kırık olacak.

Mein Herz war von Freude erfüllt.

Kalbim neşeyle doluydu.

Sie hat mir mein Herz gestohlen.

O benim yüreğimi çaldı.

Sie hat ein Herz aus Gold.

Onun kalbi altın kadar iyidir.