Examples of using "überredete" in a sentence and their turkish translations:
Tom onu yapması için Mary'yi ikna etti.
Tom Mary'yi grubumuza katılması için ikna etti.
Tom, Mary'yi motosikletini satması için ikna etti.
Fikirden vazgeçmesi için onu ikna ettim.
Öneriyi kabul etmesi için onu ikna ettim.
Tom, John'a yardım etmesi için Mary'yi ikna etti.
Cerrah beni bir organ nakli operasyonu geçirmem için ikna etti.
Tom Mary'yi ona yardım etmesi için ikna etti.
Tom Mary'yi bunu yapmamaya ikna etti.
Tom, mağaza müdürünü parasını ona geri vermesi için ikna etti.
Tom beni bir gece daha kalmaya ikna etti.
O, onu rüşvet almaya ikna etti.
Tom Mary'yi kendisiyle partiye gitmeye ikna etti.
Arabasını bana ödünç vermesi için annemi ikna ettim.
Tom, Mary'yi onunla düet yapmaya ikna etti.
Tom Mary'yi bunu onun için yapmaya ikna etti.
- Tom onunla kiliseye gitmem için benimle konuştu.
- Tom beni onunla kiliseye gitmeye ikna etti.
- Tom beni kendisiyle kiliseye gitmeye ikna etti.
- Tom beni kiliseye onunla gitmeye ikna etti.
O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.
Sonunda satıcı pahalı makineyi almam için beni ikna etti.
O, kendisiyle evlenmesi için onu ikna etti.
O, onu yeni bir ev alması için ikna etti.