Translation of "Violoniste" in Turkish

- Son dernier mari était violoniste.
- Son défunt mari était violoniste.

Rahmetli kocası kemancıydı.

- L'interprétation du jeune violoniste était géniale.
- L'interprétation de la jeune violoniste était géniale.

Genç kemancının performansı harikaydı.

Monsieur Smith est un violoniste éminent.

- Bay Smith seçkin bir kemancıdır.
- Bay Smith ünlü bir kemancıdır.

Il a deux filles, l'une est pianiste, l'autre violoniste.

Onun biri piyanist ve diğeri bir viyolacı olan iki kızı vardır.

Le père de Tom est un violoniste bien connu.

Tom'un babası tanınmış bir kemancı.

Et est devenu indéniablement le meilleur violoniste de sa génération.

ve kendi döneminin tartışmasız en iyi kemancısı oldu.

Un violoniste que je connais dit qu'il possède un Stradivarius.

Tanıdığım bir kemancı bir Stradivariusa sahip olduğunu söylüyor.