Translation of "Filles" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Filles" in a sentence and their turkish translations:

- Les filles gagnèrent.
- Les filles l'emportèrent.
- Les filles l'ont emporté.
- Les filles ont gagné.

Kızlar kazandı.

- Les filles pouffèrent.
- Les filles ont pouffé.
- Les filles gloussèrent.
- Les filles ont gloussé.

Kızlar kıkırdadı.

- Les filles sont folles.
- Les filles sont dingues.
- Les filles sont bargeots.
- Les filles sont givrées.

Kızlar delidir.

- Maniez-vous, les filles !
- Magnez-vous, les filles !
- Dépêchez-vous, les filles !
- Grouillez-vous, les filles !
- Pressons, les filles !
- On se dépêche, les filles !
- On se grouille, les filles !
- On se magne, les filles !
- On se secoue, les filles !
- Secouez-vous, les filles !
- Bougez vos fesses, les filles !
- Bougez-vous les fesses, les filles !

Acele edin, kızlar.

- Ils apprécient les filles.
- Ils aiment bien les filles.
- Elles apprécient les filles.
- Elles aiment bien les filles.

Onlar kızları sever.

- Elle aime les filles.
- Elle aime bien les filles.
- Elle apprécie les filles.

- Kızları sever.
- Kızlardan hoşlanır.

- Les filles sont enthousiastes.
- Les filles sont excitées.

Kızlar heyecanlı.

- Tes filles sont belles.
- Vos filles sont belles.

Kızlarınız güzel.

- Il a deux filles.
- Elle a deux filles.

Onun iki kızı var.

« Filles afro-américaines,

"Bunlar Afro-Amerikalı kızlar,

Les filles D.

D kızlarına.

J'ai deux filles.

İki kızım var.

Salut les filles !

- Merhaba kızlar.
- Selam kızlar.

J'aime deux filles.

İki kızdan hoşlanıyorum.

J'aime les filles.

- Kızları seviyorum.
- Kızları severim.

Regarde les filles.

Kızlara bak.

Voici mes filles.

Bunlar benim kızlarım.

- Certaines des filles rirent.
- Certaines des filles ont ri.

Kızlardan bazıları gülümsedi.

- Nous aimons bien les filles.
- Nous apprécions les filles.

Biz kızları severiz.

- Sont-ce vos filles ?
- Sont-ce là vos filles ?

Bunlar senin kızların mı?

- Allez-vous bien, les filles ?
- Ça va, les filles ?

Kızlar, siz iyi misiniz?

Les filles ukrainiennes sont les plus belles filles du monde.

Ukraynalı kızlar dünyanın en güzel kızlarıdır.

- N'aimez-vous pas les filles ?
- N'aimes-tu pas les filles ?

Kızlardan hoşlanmıyor musun?

Pourquoi ces deux filles ?

Bu, neden bu iki kızın başına geldi?

Toutes les filles s'entraidèrent.

Bütün kızlar birbirlerine yardım ettiler.

Vous êtes ses filles.

Siz onun kızlarısınız.

Ils ont deux filles.

Onların iki kız çocuğu var.

Les petites filles pleurent.

Küçük kızlar ağlar.

Elle a deux filles.

Onun iki kızı var.

Je connais ces filles.

Şu kızları tanıyorum.

Il a trois filles.

Onun üç tane kızı var.

Les petites filles travaillent.

Kızlar çalışır.

Nous avons deux filles.

Biz iki kıza sahibiz.

Il a deux filles.

- Onun iki kız çocuğu var.
- İki kızı var.

Tes filles sont belles.

Kızların güzel.

Toutes les filles rirent.

Kızların hepsi güldü.

Restez tranquilles, les filles !

Kızlar, sessiz olun.

Les filles ont ricané.

Kızlar kıkırdadı.

Tom a trois filles.

Tom'un üç kızı vardır.

Les filles sont des filles et les garçons sont des garçons.

Kızlar kızlardır ve oğlanlar oğlandırlar.

- Les filles sont tombées dans les pommes.
- Les filles se sont évanouies.

Kızlar bayıldı.

- Tom n'aime que les belles filles.
- Tom n'aime que les jolies filles.

Tom sadece güzel kızlardan hoşlanıyor.

Ces mères, pères, fils, filles

Bu anne, baba ve evlatların orada olmasının

Les filles se font face.

Kızlar birbirlerine bakıyorlar.

Ces filles sont des prostituées.

O kızlar fahişe.

Où sont les autres filles ?

Diğer kızlar neredeler?

Je connais les deux filles.

Kızların her ikisini tanıyorum.

M. Suzuki a trois filles.

Bay Suzuki'nin üç kızı var.

Rencontrer des filles est difficile.

Kızlarla tanışmak zordur.

Les filles veulent juste s'amuser.

Kızlar sadece eğlenmek istiyor.

C'est un truc de filles.

Bu bir kız meselesi.

Les filles lisent leur livre.

Kızlar kitaplarını okuyorlar.

Il aime bien les filles.

O, kızlardan hoşlanır.

Certaines filles sont naturellement jolies.

Bazı kızlar doğal olarak güzel.

Ces jouets conviennent aux filles.

Bu oyuncaklar kızlar için uygundur.

Toutes les filles aiment Tom.

Tüm kızlar Tom'u sever.

Vous créerez un monde plus juste pour vos propres filles et petites-filles.

kızlarınız ve kız torunlarınız için çok daha adil bir dünya yaratıyor olacaksınız.

Aujourd'hui, Stella, l'une de ces filles,

Bugün, Stella, kendisi o kızlardan biri,

Et une crise pour les filles.

ve kadınlara yönelik kriz.

Certaines de nos filles disent aussi

Bazı kızlarımız da şunu söyler

N'a même pas nommé de filles

kız çocuklarına isim dahi vermiyordu

Les filles dansèrent sur la musique.

Kızlar müziğe göre dans ettiler.

Presque toutes les filles sont gentilles.

Neredeyse tüm kızlar nazik.

Toutes les filles connaissent ce chanteur.

O şarkıcıyı her kız tanır.

La plupart des filles sont gentilles.

- Kızların çoğu naziktir.
- Çoğu kızlar naziktir.

Les filles se mirent à rire.

Kızlar gülmeye başladılar.

Ces filles portent des vêtements minuscules.

Bu kızlar dar ve kısa elbiseler giyiyorlar.

Les filles ne sont pas bienvenues.

Kızlar hoş karşılanmaz.

Je connais certaines de ces filles.

Bu kızlardan birkaçını biliyorum.

Je ne provoque pas leurs filles.

- Onların kızlarını kışkırtmam.
- Ben onların kızlarını kışkırtmıyorum.

J'ai deux filles et deux fils.

İki kızım ve iki oğlum var.

Le rose, c'est pour les filles.

Pembe kızlar içindir.

Aucune de ces filles n'est étudiante.

Kızlardan hiçbiri öğrenci değil.

Toutes les filles aiment les chevaux.

Bütün kızlar atları seviyor.

Les filles russes adorent les Islandais.

Rus kızları İzlandalıları sever.

Ses filles sont parties à Tokyo.

Onun kızları Tokyo'ya gitti.

Sortir avec des filles est épuisant.

Kızlarla çıkma yorucu.

Garde un œil sur les filles.

- Gözünüz kızların üzerinde olsun.
- Kızlardan gözünüzü ayırmayın.
- Kızlara göz kulak olun.

Où sont allées les autres filles ?

Diğer kızlar nereye gittiler?

J'ai deux fils et deux filles.

İki oğlum ve iki kızım var.

Deux filles jouaient à la bascule.

İki kız tahterevallide oynadı.

Les filles aussi peuvent être cosmonautes.

Kızlar da astronot olabilir.

Tom regarda ses petites-filles danser.

Tom kız torunlarının dansını izledi.

Tom et Marie ont trois filles.

Tom ve Mary'nin üç tane kızları var.

Ce sont des jeunes filles sérieuses.

Onlar duyarlı kızlar.

Les filles n'aiment pas cette chanson.

Bu şarkı kızlar tarafından sevilmiyor.

Ces trois-là sont ses filles.

Şu üçü onun kızları.

Il court toujours après les filles.

O her zaman kızların peşinde.

Les garçons pensent beaucoup aux filles.

- Oğlanların aklı kızlardadır genelde.
- Oğlanların aklı fikri kızlardadır.