Translation of "Pianiste" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Pianiste" in a sentence and their turkish translations:

- Il est devenu pianiste.
- Il devint pianiste.

O bir piyanist oldu.

Elle est pianiste.

O bir piyanist.

Miho est pianiste.

Miho bir piyanist.

Tom est pianiste.

Tom bir piyanist.

Martha est une excellente pianiste.

Martha, mükemmel bir piyanist.

Quel est ton pianiste préféré ?

En sevdiğiniz piyanist kimdir?

- Le pianiste est doté d'un talent extraordinaire.
- La pianiste est dotée d'un talent extraordinaire.

Piyanistin sıradışı bir yeteneği var.

Sa mère est une excellente pianiste.

Onun annesi harika bir piyanist.

Elle va devenir une excellente pianiste.

O iyi bir piyanist olmak için büyüyecek.

Sa mère est une bonne pianiste.

Onun annesi iyi bir piyanisttir.

Son fils est devenu un pianiste renommé.

- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- Oğlu ünlü bir piyanist oldu.

Ma sœur est devenue une bonne pianiste.

Kız kardeşim iyi bir piyanist oldu.

Elle a une fille qui est pianiste.

- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Piyanist bir kızı var.

Le monsieur est un pianiste très célèbre.

Beyefendi çok meşhur bir piyanisttir.

Le jeune pianiste a surpris le public.

Genç piyanist halkı şaşırttı.

Le nom du pianiste est connu de tous.

Piyanistin adı herkesçe biliniyor.

J'ai un ami dont la femme est pianiste.

Karısı piyanist olan bir arkadaşım var.

Il était considéré comme un pianiste extraordinairement doué.

O, olağanüstü yetenekli piyanist olarak kabul edilirdi.

Il a deux filles, l'une est pianiste, l'autre violoniste.

Onun biri piyanist ve diğeri bir viyolacı olan iki kızı vardır.

Il ressemble plus à un boxeur qu'à un pianiste !

O bir piyanistten çok, boksöre benziyor!

J'ai un ami dont le père est un pianiste connu.

Babası ünlü bir piyanist olan bir arkadaşım var.

En tant que pianiste, il est bien meilleur que moi.

Bir piyanist olarak o benim çok üzerimde.

Tout le monde ne peut pas être un bon pianiste.

Her insan bir iyi bir piyanist olamaz.

Je ne sais rien à son sujet, si ce n'est qu'elle est pianiste.

Ben onun bir piyanist olması dışında onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.