Translation of "Vieillissant" in Turkish

Elle embellissait en vieillissant.

Büyüdükçe güzelleşti.

On devient distrait en vieillissant.

Yaşlandıkça unutkan olduk.

Il devint plus sage en vieillissant.

O büyüdükçe akıllandı.

En vieillissant, il est devenu plus obstiné.

Yaşlandıkça daha inatçı oldu.

En vieillissant, il devient de plus en plus têtu.

O yaşlanırken gittikçe daha inatçı oluyor.

Il est important de bien prendre soin de vos dents afin de pouvoir manger correctement en vieillissant.

Dişlerinize iyi bakmak önemlidir böylece yaşlandığınızda normal şekilde yiyebileceksiniz.

- Il devient de plus en plus têtu avec l'âge.
- En vieillissant, il devient de plus en plus têtu.

O yaşlanırken gittikçe daha inatçı oluyor.