Examples of using "Tandis" in a sentence and their turkish translations:
O konuşuyorken onun lafını kesti.
Dünyanın şehirleri genişledikçe...
O yerde iken onu tekmeledi.
Ben hâlâ uyurken, o geldi.
Ateş çatırdarken su çağlayarak akar.
Otobüs beklerken bazı arkadaşlarla karşılaştım.
Otobüs beklerken bir arkadaşa rastladım.
ve çoğumuz izleyici olduk
Yapay zekâ rutin işleri yok ettikçe
Gece dünyasını keşfettikçe...
O sırada Napolyon cevaben fırtına boyutunda hareketlilik gösterdi
Köpekler havlarken develer yürürler.
Fabrikalar kapanırken, işçiler mücadele etti.
Ania kahverengi ama Magdalena sarı saça sahip.
O, babamla konuşurken, o onun sözünü kesti.
Biz hepimiz onu izlerken nefesimizi tuttuk.
Endüstrinin çarklarının durma noktasına gelmesini izlerken
Howard ailesinde ise ahşap çekmece
devlet böyle koronavirüs gibi şeylerle uğraşırken
Kate'i beklerken Bob ve Mary ile karşılaştım.
Köpekler havlarken fil yürümeye devam eder.
ve zamanın ötesine geçebilmelerine saygı ve hayranlık duyun. Altyazı çevirmeni: Levent Aladağ
Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.
fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,
iktidar partisi üyeleri reddetmişken
Ormanda yaşarken sıtmaya yakalanmış.
Ben fakirim, oysa erkek kardeşlerim çok zengin.
O rehin tutulurken cesur olmaya çalıştı.
Problemle hemen şimdi ilgileniliyor.
Banyoda otururken, telefon çaldı.
Otobüs beklerken, bir kazaya şahit oldum.
Sen bulaşıkları yıkarken ben yeri süpüreceğim.
Piotr'un saçları siyahtır ama Lech'in saçları sarıdır.
Ay'ın parlaklığı arttıkça süper sezgiler biraz atıl kalır.
Görüş kaybolunca... ...başka bir duyu devreye girer.
oysaki Türk en eski ırklardan bir tanesi
Korkmadan ıssız patikalardan yürüyebiliyorken
Otobüs beklerken bir sağanağa yakalandım.
Bu olaylar, senatör görevdeyken yaşandı.
Diğerleri yenilik ararken, bazı insanlar uygunluk tercih eder.
Öğrencilerin notlarına baktığımızda
Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...
Masséna, Aspern köyünü elinde tutarken, Lannes Essling'in savunmasını organize etti.
Ben geç kalmışken, otobüsün geç kalması çok şarttı.
Çalışırken yemek yemek iyi bir fikir olmayabilir.
Kurtarıcılar, on saatlik bir kuşatmada yara alan altıncı kişi olan
Diğer türler sadece yanıp söner. Bunlar ise bir dakikaya kadar hiç durmadan parlayabilirler.
. Birkaç gün sonra, Koreli şirketin yöneticisi intihar ettiğini açıkladı
Eşi ameliyatta iken, ben ona eşlik ettim.
Diğerleri gönüllü iş yaparken bazıları yarı zamanlı çalışmaya devam eder.
O buradayken ona bundan bahsetmeliydin.
Paris'te kalırken, ona rastladım.
Napolyon ana orduyla ona katılmak için yarışırken, Rusları savuşturmak için birliklerini ustalıkla kullandı .
imha en çok sorumlu statista web sitesinin istatistiklerine göre,
O, çalışırken onunla konuşma.
Konuşurken sözümü kesme.
O, ben dışardayken aradı.
duyarken, birkaç Mareşal onun üstünlük havası ve keskin tavırlarından rahatsız oldu.
söyleyen önemli haberler geldi. cumhurbaşkanlığı için aday olmak için
Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
Meleklerin iki kanadı, Şeytan'ın bir kuyruğu vardır.
Tren hareket ederken havaya siyah duman bulutları püskürttü.
Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.
Üçüncüsü CSM'yi uçurmak için geride kalırken, iki astronot tarafından pilotluk yapılacaktı.
Ben yokken birisi odamı temizledi.
Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
Bazı sınıf arkadaşlarım voleyboldan hoşlanır ve diğerleri tenisten hoşlanır.
Şu anda dünyada 1 milyar insan açlık çekerken, obezite ve diyabetten muzdarip olanların sayısı 2 milyar.
Limonlar karşılıksız bir aşkı simgelerken portakallar mutlu bir aşkı simgeler.
Gençken çok okumalısın.
Arkadaşlarımdan çoğu yaşlanırken kilo almalarına rağmen ben ağırlığımı düşük tuttum.
sahtekarlık amaçlı saldırılar yapmak için kıyıya asker çıkarmayı başardı ; Napolyon ise
Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.
Alışveriş merkezindeyken erken bir öğle yemeği yedik.
Niyetli olmayanlar uyum sağlamazken, kalmaya niyetli olanlar adanın konuşma yapılarına çabucak uyum sağladılar.
Fransızlar ve İngilizler içki içmeyi severler ama birincisi kırmızı şarap için içeriye girerken ikincisi birayı tercih eder.
Dün gece ben hâlâ uyanıkken evim soyuldu.
O ona hâlâ gençken yurt dışına gitmesini tavsiye etti.
Erkek kardeşi arabalardan nefret ederken, o seviyor.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.