Examples of using "Frappa" in a sentence and their turkish translations:
Yıldırım kuleyi vurdu.
Bill Tom'a aniden vurdu.
O kapıyı çaldı.
O omzuma yavaş yavaş vurdu.
Yıldırım kuleye isabet etti.
O, yüzüme vurdu.
O, kapıyı çaldı.
O onun yüzüne tokat attı.
George onun midesine vurdu.
Adam benim kafama vurdu.
O, topa sert vurdu.
O, ona defalarca vurdu.
O ona vurdu.
Tom Mary'ye vurup yere serdi.
Çirkin bir adam benim kapımı çaldı.
O, raketi ile topa vurdu.
Sinirlendi ve çocuğa vurdu.
Tom kapıyı hafifçe çaldı.
O, bir sopayla köpeği dövdü.
Şiddetli bir okyanus fırtınası Batı Hint adalarını vurdu.
Tom, Mary'nin kapısını çaldı.
Tom kapıyı tekrar çaldı.
O, ona bir çekiçle vurdu.
Ben kapıyı kapar kapamaz biri onu çalmaya başladı.
Adam onun yüzüne yumruk attığında o, özür dilemek üzereydi.
Tom yüksek sesle kapıyı çaldı.
Tom, Mary'nin yatak odası penceresini tıklattı.
Kafasını çarptı.
Tom ön kapıyı çaldı.
Tom yüksek sesle kapıyı çaldı.
Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.
O yerde iken onu tekmeledi.
General, onun konuşmasını kesmeden, onun ağır fildişi sopasıyla onun kafasına vurdu; barbar düştü.
Biri kapıyı çaldı.
Tom John'un midesine yumruk attı.
Tom Mary'ye yumruk attı.
O, bilardo sopası ile topa vurdu.