Examples of using "Frappé" in a sentence and their turkish translations:
Kim seni yumrukladı?
Tom'a vurdum.
Tom bana vurdu.
O bana kafamdan vurdu.
O bana yanlışlıkla vurdu.
Onun çenesine vurdum.
Hey, neden bana vuruyorsun?
Tom sana vurdu mu?
Onun midesine vurdum.
- O, kız kardeşine çarptı.
- Kız kardeşine vurdu.
O, omzuma vurdu.
Adama karnından vurdum.
O, bir deli gibi hareket etti.
Onun çenesine yumruk attım.
Tom daha önce bana hiç vurmamıştı.
Sana kim vurdu?
O, kapıyı çaldı.
Yıldırım evini vurdu.
Onun kafasına çarptım.
Hiç Tom sana vurdu mu?
Beni yıldırım çarptı.
O daha önce bana hiç vurmadı.
Dövüldüm.
O onun kafasına çarptı.
Benim kafama vuruldu.
O ona vurdu.
Tom beni kaburgalarımdan dirsekledi.
- Tom'u yumruklayan benim.
- Tom'a yumruk atan benim.
üç kere tahtaya vururlardı
Ağaca yıldırım düştü.
O sessizce kapıyı çaldı.
O, kapalı kapıyı çaldı.
Annesi kapıyı çaldı.
Tom kapıyı hafifçe çaldı.
Onu yıldırım çarptı.
Onu yıldırım çarpmıştı.
Tom bir katır tarafından tekmelendi.
Tom bana senin ona vurduğunu söyledi.
Top üst direğe çarptı.
Onun güzelliği tarafından vuruldu.
O, beyzbol sopasıyla topa vurdu.
Tom kapıyı tekrar çaldı.
- Kapıyı tıklatan bendim.
- Kapıyı çalan kişi bendim.
Yıldırım Tom'un evini vurdu.
O, onunla tartıştı ve sona ona vurdu.
Tom'a vuran ben değildim.
O, bilardo sopası ile topa vurdu.
Bob bana vurdu, ona değil.
- O, kazara çekiçle parmağına vurdu.
- Kazara çekiçle başparmağına vurdu.
Kapıyı çaldım ama kimse cevap vermedi.
O bana çarptı, ona değil.
bu sefer ona tekme atılırdı. Yahu çok zevkliydi
5 büyüklüğünde bir deprem Tokyo'yu salladı.
Hastanedeyim. Yıldırım çarptı.
Dan bir kamyon tarafından çarpıldı ve ağır bir şekilde yaralandı.
Tom yüksek sesle kapıyı çaldı.
Bu sana garip gelmedi mi?
Kütüphanenin önündeki ağaç yıldırım tarafından vuruldu.
Anne, sarhoş olduğu için kızını dövdü.
Sonra dank etti: bu adaletle ilgiliydi.
- Yıkıcı bir deprem eyalet başkenti vurdu.
- Yıkıcı bir deprem eyaletin başkentini vurdu.
Hayatımda hiç kimseye vurmadım.
Ben sadece mideye yumruk atılmasının nasıl hissedileceğini merak ediyordum.
Sana kim vurdu?
Biz beş dakika kapıyı çaldık, ama nafile.
Kapıyı çaldıktan sonra Tom'un ofisine girdim.
Beni yıldırım çarptı.
Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
Biri kapıyı çaldığında yemek yiyorduk.
Tom ön kapıyı çaldı.
Kapıyı çaldım ama cevap yoktu.
Tom yüksek sesle kapıyı çaldı.
Ben futbol oynarken bir top kafamın arkasına çarptı.
8.8 büyüklüğündeki büyük deprem bugün Japon adalarını vurdu.
kimilerine göre yumrukla, kimilerine göre silgi attığı iddia ediliyor
Kapıyı çaldım ama hiç kimse kapıyı açmadı.
Windows yüklü laptopun mavi ekran verdi sanırım.
bir çok balinanın karaya vurmasının sebebinin çok büyük bir oranı bu yüzden
O yerde iken onu tekmeledi.
Bu sabah istasyonda, kalın harfli bir afiş onun dikkatini çekti.
Tom öldürülmeden önce kötü bir biçimde dövüldü.
O, ona bir çekiçle vurdu.
Sana vuran adam ön kapıda.
Biri kapıyı çaldı.
Tom John'un midesine yumruk attı.
Tom Mary'ye yumruk attı.
Kafasını çarptı.