Examples of using "S'entendre" in a sentence and their turkish translations:
Bir türlü birbirleriyle anlaşamıyorlar
Biz onunla geçinebiliyoruz.
Onunla geçinmek çok zordur.
Hiç kimse böyle bir kişi ile geçinemez.
Onun komşularıyla geçinebileceğini düşünüyorum.
Onunla iletişim kurmak güç.
Tomla geçinmek çok zor.
Dan'la iyi geçinmek zordur.
Tom ve Mary'nin geçim sorunu var.
Fakat şaşırtıcı ölçüde nazik bir dil kullanarak geçinmeyi başarıyorlar.
O zor geçinen bir adam.
O geçinebileceğin türden bir insandı.
O sürekli olarak konuştuğu için onunla anlaşamazsın.
Rusya'yla anlaşmak iyi bir şey, kötü değil.
Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak;
Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.