Examples of using "Telle" in a sentence and their turkish translations:
Böylesine kötü bir şansım var.
Neden böyle bir şey yapmak istiyorsunuz?
olur mu hiç öyle şey
Ama o olmaksızın,
Böyle bir şey yok.
Böyle bir kişi mevcut değildir.
Böyle bir metodun modası geçti.
Böyle eski bir arabayı niçin istiyorsun?
Neden öyle bir şey yapmak istiyorsun?
Onlar böyle bir kanıt bulmadılar.
Böyle bir şeyi kimin yaptığını düşünüyorsun?
Niçin böyle bir hata yaptın?
İşte bu Şaman inancıdır
Bu Google'ın sloganı.
Böyle bir hata yapma.
Neden biri böyle bir şey yapsın ki?
Bu çok zaman kaybı.
Böyle bir fırsat kaçırılmamalı.
Böyle bir şey yapmaya kim cesaret ederdi?
Böyle bir şey söylediğini inkar etti.
Hayatımı şimdi olduğu gibi seviyorum.
Böyle bir hatayı tekrar asla yapmayacağım.
Böyle bir hatayı nasıl yapabilirsin?
Nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin?
Böyle bir şey yapmak zarar verici olurdu.
Nasıl olur da böyle bir şey yapabilir?
Bu neden böyle oluyor, diye düşündüm.
şimdi bizi bir karınca ısırdığında böyle
Biz buradan böyle bir yıldıza doğru bakıyoruz
Olduğum gibi yerin içine gireceğim
Ben öyle bir hayatı hayal edemiyorum.
Öyle bir şeyi neden yapmak istiyorum?
Öyle bir şey yapmadım.
Böyle bir söz vermedim.
Böyle bir şeyin olabileceğinden kuşkulandım.
Böyle bir şey yaptığıma pişmanım.
O böyle bir şey söylediğini inkar etti.
Kimse böyle bir teklifi reddetmez.
Kız kardeşim bir baş belası gibi!
Ben böyle bir söz vermedim.
Hiç böyle bir şey duydun mu?
Böyle bir insan kalabalığını hiç görmedim.
- Böyle bir şey asla duymadım.
- Hiç böyle şey duymadım.
Senin gibi bir kız arıyorum.
Biz böyle bir şey yapamayız.
Böyle bir şey mümkün mü?
- Ona öyle bir şey söylememeliydin.
- Ona böyle bir şey söylememeliydin.
Onun yokluğunda böyle bir şey söyleme.
Öyle bir duruma düşürülmek istemiyorum.
kazmadan ulaşmadan böyle bir şey mümkün mü?
İlla böyle bir şeyin olması için
Yani bu kadar rastlantı muazzam bir şans gerektiriyor
Sorun arabamızı nereye park etmemiz gerektiğidir.
Hiç kimse böyle bir kişi ile geçinemez.
Öyle bir hata yapacak kadar aptaldım.
Bir Japon böyle bir şey söylemezdi.
Böyle bir karar vermek kolay bir şey değil.
Bir Japon böyle bir şey yapmaz.
Böylesine dikkatsiz hatalar yapma.
- Böyle zulüm görmeye tahammül edemem.
- Böyle zulüm görmeye katlanamam.
O böyle bir sürpriz beklemiyordu.
Hiç böyle bir şey duymadım!
Ona böyle bir şey söylemeye cesaret edemiyorum.
Benim bu tür param yok.
Böyle bir hakarete tahammül edemem.
Bana nasıl böyle bir şey demeye cüret ediyorsun!
Bir Japon asla böyle bir şey yapmaz.
Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.
Böyle bir hakarete katlanamam.
Öyle bir patlamaydı ki çatı uçtu.
Tom böyle bir şey söylediğini yalanladı.
Tom öyle bir şey yapamadı.
Tom nasıl böyle bir şey yapabilir?
Bu kadar pısırık olmayın!
Yerinde olsam böyle bir şey yapmazdım.
İslamiyet'te böyle bir uygulama yoktur
Onun arkasından böyle bir şey söyleme!
Böyle bir şey yapması garip.
O böyle bir şey inanmak için aptal olmalı.
İçmek ya da içmemek - işte asıl soru bu.
Akıllı bir adam böyle bir şey söylemezdi.
İnsanlar böyle durumlarda hata yaparlar.
- Olmak ya da olmamak, soru budur.
- Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.
O tür zamanım yok.
Bu hepimizin kendimize sorduğu bir soru.
Senin için böylesine büyük bir hayal kırıklığı olduğum için üzgünüm.
Bu kravat böyle bir durum için uygun değildir.
Hayat olduğu gibi onun için çok ilginç değil.
O, böyle bir şeye inanacak kadar aptal mı?
Öyle bir şey yapmış olamaz.
Ona o tür şey söylememeliydin.
- Böyle bir söylentiye inanmayacak kadar akıllıyım.
- Böyle bir söylentiye inanacak kadar aptal değilim.
Ancak büyük olasılıkla dünyadaki diğer teknoloji merkezlerindeki
İşyerlerinde çeşitlilik, bugün görüldüğü üzere
böyle bir ordunun bir savaş kazanmasına imkan var mı?
imkânsızlıkları aşan bu hayvanla duyduğum inanılmaz bir gurur vardı.
Öyle bir şeyi satın almayı göze alamam.
Böyle bir şey için endişe etmeyin.