Examples of using "Voisins" in a sentence and their turkish translations:
Komşu olacağız.
Biz komşuyuz.
- Biz komşuyduk.
- Biz eskiden komşu idik.
- Biz eskiden komşuyduk.
Komşuları ondan şüpheleniyor.
- O, benim komşularımdan biri.
- O, komşularımdan biri.
Tom'un bazı meraklı komşuları var.
Komşularınız size teşekkür edecek.
Komşularıma selam verdim.
Komşular ne yapıyor?
Komşular gürültücü.
- Komşularımdan nefret ediyorum.
- Komşularımdan nefret ederim.
Komşular ne diyecek?
Komşular ne düşünecek?
Benim birçok komşum var.
Komşularım Fransızdır.
Bazı tuhaf komşularım var.
Komşular polisi aradılar.
Komşu olduğumuzu düşünüyorum.
Komşularımızı görmeye gittik.
Arkadaşlar, komşular, aile ve topluluğumun
Komşular hastaneye gidiyor
Biz komşularımızı sevmeliyiz.
Smith ailesi bizim komşumuzdur.
Komşularını sevmelisin.
Tom ve ben komşuyuz.
Tom ve ben komşuyduk.
Komşularım dün gittiler.
Komşularınla dostane olmalısın.
Ve komşular 'İşte bu kötü talih.'
- Komşularımı akşam yemeği için çağırdım.
- Komşuları akşam yemeğine çağırdım.
Neredeyse tüm komşularım sempatiktir.
Onlar komşular.
Komşularımızı tanımıyoruz.
Ben sık sık komşularımın tartıştığını duyabiliyorum.
Tom komşularını tanımıyor.
Komşularımla iyi geçinirim.
Komşularımı tanımıyorum.
Komşularına merhaba demez.
Komşularımla sıradan muhabbet mi edeceğim?
Komşularının köpeği vefat etti.
Komşularla iyi tartıştım.
Portekiz ve İspanya komşular.
Şimdiye kadar, onlar iyi komşulardı.
Komşularımı uyandırmak istemiyorum.
Yeni komşuların hiç çocuğu var mı?
Annem komşularımızı çok fazla sevmez.
Tom ve Mary'nin harika komşuları vardı.
- Benim komşularla aram iyi.
- Benim komşularla iyi ilişkilerim var.
Komşularımla iyi geçinmiyorum.
Tom komşuları ile iyi geçinmez.
Komşularını tanımıyorsun, değil mi?
Onlar bugüne kadar iyi komşulardı.
Onun komşularıyla geçinebileceğini düşünüyorum.
Japonya komşularıyla barış içindedir.
Komşulardan gelen sesten rahatsız oldum.
Komşular Mary'nin kocasını dövdüğünü söylüyor.
Komşular, Tom'un karısını dövdüğünü söylüyor.
İki komşu ülke arasındaki sınır kapalı kalır.
Komşuların arabası kapımızın önünde duruyor.
Komşularımız evlerini satmak zorunda kaldılar.
- Komşularına elinden gelen bütün yardımı yapmalısın?
- Komşularına yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapmalısın.
Onların komşularıyla arası iyi.
Komşuların koyduğu Noel ışıklarını gördün mü?
ve onları da buna ikna etme konusunda ne kadar hevesli
ve onları komşularınızdan zar zor savunabilirsiniz.
Gürültü o kadar yüksekti ki komşuları rahatsız ediyordu.
Komşularım benim dostlarımdır.
Komşular çok gürültü yapıyorlar - onlar canımı sıkmaya başlıyorlar.
Zengin komşularım özel bir golf kulübüne üyedir.
Tanrıyı ve komşuları sevmek iki büyük emirdir.
Fazla bağırmayın, komşuları uyandıracaksınız!
Yeni komşularımızı bir içki için davet ettik.
Senin komşularından biri şikayet etti.
Yakındaki akarsulardan su almak için yürürdük.
Komşunun oğlu okulda heceleme yarışmasını kazandı.
Bizim çimi biçmesi için bitişikteki çocuğa ödeme yaparız.
O ülke, komşu ülkelerle olan diplomatik ilişkileri kesti.
Kuzey Kore ve Güney Kore komşudurlar.
o ve komşu mahkumlarının kağıttan masa oyunları yaptıklarını
Komşularımı yemeğe davet ettim.
Tom'u komşularının pencerelerine bakarken yakaladım.
Yaşlı veya risk altındaki komşuların bakımına nasıl yaklaşmalıyız,
Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
Müziği kısmazsan komşular polisi arayacaklar.
O, konuşmayı komşular hakkındaki dedikodu ile tatlandırmaya çalıştı.
Komşular posta kutusunun boşaltılmadığını görüyorlar.
Komşuların hiç şikayet etmiyor mu?
Biz komşularımızı sevmiyoruz ve onlar da bizi sevmiyor.
Onlar tatildeyken onların komşuları köpeğe baktılar.