Examples of using "Raconter" in a sentence and their turkish translations:
Ben hikaye anlatmayı severim.
Onlar sana hikayelerini anlatmak istiyorlar.
Sana bir hikaye anlatayım.
Anlatmamız gereken hikâye
Sana öykü anlatmak istiyorum.
- Sana her şeyi söylemek istiyorum.
- Size her şeyi söylemek istiyorum.
Tom fıkra anlatmaktan hoşlanır.
Tom hikaye anlatmada iyidir.
Bir şey anlatayım.
ve yüzde 65'ini hikâye anlatmaya ayırırlar.
Kes saçmalamayı!
Bana hikayesini anlatacak.
Tom pis şakalar anlatmayı sever.
Tom'un hikayeleri anlatmasını dinlemeyi seviyorum.
Bütün hikayeyi anlatmaya çalıştı.
Bana yalanlar söylemekten vazgeçmeni istiyorum.
Mimari hikâye anlatma sanatıdır.
O yalan söyleme eğilimindedir.
O, fıkra anlatmada iyidir.
Tom iyi bir hikaye anlatmayı biliyor.
Size bir hikaye anlatacağım.
Bize Tom hakkında daha fazla ne söyleyebilirsin?
Bana bilgiçlik taslamaya çalışma.
O nasıl yalan söyleyeceğini biliyor.
Sana bir sır söylemek için benim sıram.
Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır.
Size bu okulun başlangıcından bahsedeyim.
Sana her şeyi daha önce söylemeliydim.
Tom'un kesinlikle anlatacak ilginç bir hikayesi vardı.
Size anlatacağım hikaye,
hikâyelerden geçtiğini keşfettim.
Sizlerle bu şehirlerden birinin hikayesini paylaşacağım,
Bütün hikayeyi anlatmak uzun zaman alırdı.
Fıkra anlatmada iyi değilim.
- Sana bunu kimseye anlatmamanı söyledim.
- Sana bunu kimseye söyleme demiştim.
- Bunu kimseye anlatmamanı söylemiştim sana.
- Size babamdan bahsedeceğim.
- Sana babamı anlatacağım.
Benim hakkımda böyle şeyleri söylemeye nasıl cesaret edersin!
- Ben size bir hikaye anlatacağım.
- Sana bir hikaye anlatacağım.
Ben ona söylemeyi unuttum.
Tom'un bana söylediğini sana söyleyemem.
Test ettikleri şeyleri ve buldukları ilginç sonuçları
başka bir olay daha anlatacağım çocukluğumuzla ilgili
Bana Hindistan hakkında hikayeler anlatırdı.
ve hayatındaki en zor hikâyelerden bazılarını anlatabilen
ama konu çocuğunuza ders anlatmaya gelince
Kendimi kandırmanın faydası yok.
Tom'a söylemeyeceksin, değil mi?
Böylece filmler çekmeye ve bu öyküleri anlatmaya başladım.
Hikayeni anlatmana yardımcı olabilecek bir şey olması gerekir.
Sana başka birinden duymayacağın şeyler söyleyebilirim.
Ona böyle bir hikaye anlatmayacak kadar akıllı idi.
Eğer günümüzün mücadelesi hakkında bir hikâye anlatmak istesem
Bana Tom hakkında bir şeyler anlatabilir misiniz?
Sadece birkaç Türk hikayeyi anlatabilecek kadar canlı kalabilmiş olacaktır
Bitap düşene kadar benimle konuşabilirsin ama beni asla ikna edemeyeceksin.
Sana söyleyecek çok şeyim var.
Biz kimseye söyleyemeyiz.
Sana söyleyecek çok şeyim var.
Sana söylemek istediğim bir şey var.
Sana söylemeyi planlamamıştım.
Size, az önce söylediğim her şey hakkında bir hikâye anlatacağım.
sizin de merak ettiğiniz araştırıp anlatmamızı istediğiniz bir konu varsa onu da yazın çekinmeyin
Tom fıkranın esprili son cümlesini hatırlayamadı.
Yalan söyleyemeyecek kadar çok dürüsttür.
Andrew yaptığı ilk şey, kardeşi Simon bulmak ve onu anlatmaktı.
Onlara söylemeyi unuttum.
Sana bir hikaye anlatacağım.
Bunun hepsini en iyi arkadaşıma söyleyebilirim.
Sana çok kişisel bir şey söyleyebilir miyim?
Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.
Bütün gerçeği bana söylemenizin zamanı.
Tom ve Mary'nin nasıl tanıştıklarını size anlatayım.
Olayın geri kalanını anlatmadan önce, geçtiği yeri tarif etmek işimize yarayabilir.
Dün gece ne yaptığımızı sana söyleyemem.
Ona onu sevdiğimi söylemeye karar verdim.
Ne yapmayı bitirdiğimizi sana söyleyemem.
Bir şey söylemek için çok erken.
Bundan kimseye bahsedemezsin.