Examples of using "Préserver" in a sentence and their turkish translations:
ve gezegenimizi koruma kapasitemiz var.
belki de işimizi kaybetmemek için.
Senin tek görevin hayallerini kurtarmaktır.
Bu makineyi tozdan uzak tutmalısınız.
böylelikle bu kısa ilham anını saklayabiliyorum.
amacım onu olması gereken hâle getirmek.
O, dışarıya belli etmedi.
Uyku, yaşamı korumak için gereklidir.
Ama sonunda, bakır levha gravürleri ve tipo açıklamalarını kullanarak
Suyu korumak zorundayız.
O sağlığının uğruna sigara içmeyi bıraktı.
yok olmalarını öylece durup izlemek çok kolay.
Bizi özel ve farklı kılan ve bizi bir arada tutan şeyleri
Tehlikede olan deniz yaşamını korumak için bir fon kuruldu.
Antik uygarlıkların kalıntılarını korumaya çalışmalıyız.
Mühimmatı korumamız gerekiyor.
Sağlığımın hatırı için öyle yaptım.