Examples of using "Plafond" in a sentence and their turkish translations:
Ben tavana baktım.
Görünmez duvarlar:
O, tavana baktı.
Ben tavanı boyadım.
Ben tavanı boyuyorum.
O, tavana baktı.
karşı karşıyayız.
tavanınız akmıyor,
O, tavana dokunabilir.
Önce Tavanı boyayalım.
Ben tavana dokunabilirim.
Lamba tavandan asılıyor.
O, tavanı maviye boyadı.
Tavanda bir sinek gördüm.
O, tavandan bir lamba astı.
Neredeyse tavana dokunabilirim.
- Tavandan bir avize asıldı.
- Tavandan bir şamdan sarkıtıldı.
Tavan düşerse, ezilir.
Tavanda bir yusufçuk var.
- Bir sinek tavanda yürüyebilir.
- Sinek tavanda yürüyebilir.
Tavana ulaşamıyorum.
Tavanda bir örümceğin var!
Başını tavana çarptı.
Öyle uzun bir adam ki tavana dokunabilir.
Bu odada tavan çok alçaktır.
Katedralin tavanında dini bir resim vardı.
Tavanda bir delik var.
Cam tavan bir kez kırıldığında
O, tavana ulaşmak için yeterince uzun değildi.
Kredi kartımın limiti doldu.
Kredi kartlarımın limiti doldu.
Banyo tavanını boyamak zorundayız.
Tavanda yürüyen bir örümcek gördüm.
kısmen sorumluyuz ve çoğumuz görünmez duvarlara asla takılmayabilir
Yapacak bir şeyiniz yoksa, odanızın tavanına bakın.
Öğrenci odaklanmış gibi görünse de aslında dalgın dalgın tavanı seyrediyordu.
Tavan yüksekliği 14 feet, daire tamamen mobilyalıdır.
Tavana bakma yerine bir roman okuyabilirsin.
Tavanımda bir örümcek var ve o kiraya katkıda bulunmuyor.