Examples of using "Perdit" in a sentence and their turkish translations:
Tom, Mary'yi kaybetti.
Hiç kimse umudunu kaybetmedi.
Hasta sabrını kaybetti
Ona yolunu kaybetti.
O işini kaybetti.
Dengesini kaybetti ve düştü.
O, sahip olduğu her şeyi kaybetti.
O, işine ilgisini kaybetti.
Yüzündeki tüm renkler soldu.
Tom tasarruf kumarını kaybetti.
Sonuç olarak işini kaybetti.
Dengesini kaybetti ve merdivenden düştü.
Sinirlendi ve çocuğa vurdu.
O, o kazada görme duyusunu kaybetti.
Bu nedenle işini kaybetti.
- Takımımız kaybetti.
- Takımımız yenildi.
Tom dengesini kaybetti.
Uyuşturucu etkisi altında bilincini kaybetti.
- O işini kaybetti.
- İşini kaybetti.
O, borsada bir servet kaybetti.
Köye giderken kayboldu.
Aniden, katip öfkeden kendini kaybetti.
O, parasını ailesini, arkadaşlarını kaybetti.
Dengesini kaybetti ve bisikletten düştü.
Eve dönmek istedi fakat kayboldu.
Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.
- Adam bütün umudunu yitirmişti.
- Adam bütün ümidini kaybetmişti.
- O hafızasını kaybetti.
- Hafızasını kaybetti.
- Hafızasını yitirdi.
- O tüm umudunu kaybetti.
- O bütün umutlarını kaybetti.
Dengesini kaybetti ve bisikletinden düştü.
- O, görme duyusunu kaybetti.
- O görme yeteneğini kaybetti.
Tom, 30 kilogram verdi.
O bir otomobil kazasında öldü.
Parayı kabul ederek, insanların saygısını kaybetti.
Tom yarışı kaybetti.
O, parayı kabul ettiğinde halkının saygısını kaybetti.
Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.
O, ebeveynlerinin her ikisini de kaybetti.
Evinin yandığını gördüğü zaman, şuurunu kaybetti.
Oğlan ormanda kayboldu.
İblis efendisi sonunda bilincini kaybetti ve pat diye yere düştü.
- O, görme duyusunu kaybetti.
- O görme yeteneğini kaybetti.
Tom, arabanın kontrolünü kaybetti.
Ormanda yürürken kayboldu.
Kendini bir saldırıya atarak savaşın kontrolünü kaybetti ve Bernadotte'nin Kuzey Ordusu
Ve Tilsit'de en çok kaybeden de Prusya'ydı
O erken yaşta ebeveynlerinin her ikisini de kaybetti.
O, ümidini kaybetti ve zehirle intihar etti.
Tom bir araba kazasında tek oğlunu kaybetti.