Translation of "Intérêt" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Intérêt" in a sentence and their turkish translations:

Et intérêt

ve çıkarcılık

T'as pas intérêt !

Onu yapmasan iyi olur.

C'est votre unique intérêt.

Demek istediğim bu size has bir avantaj.

Mon intérêt s'est dissipé.

İlgiyi kaybettim.

Mon intérêt fut stimulé.

Benim ilgim canlandı.

- Il agit pour son propre intérêt.
- Il agit dans son intérêt propre.
- Il agit dans son propre intérêt.

Kendi çıkarına göre davrandı.

Tom a écouté avec intérêt.

Tom ilgi ile dinledi.

En lisant, mon intérêt grandit.

Okurken daha çok merak sardım.

Elle perdit intérêt à son travail.

O, işine ilgisini kaybetti.

Il agit dans son propre intérêt.

Kendi çıkarına göre davrandı.

Tom montra un intérêt pour le plan.

Tom plana ilgi gösterdi.

Le prêt porte un intérêt de 5,5%.

Kredi % 5.5 faiz taşır.

Nous apprécions votre intérêt pour notre entreprise.

Firmamıza ilginiz için teşekkür ederiz.

Ce prêt portera un intérêt très lourd.

Bu borç çok ağır faiz taşıyacak.

J'ai perdu mon intérêt pour le golf.

Golfe olan ilgimi kaybettim.

Il regardait la scène sans grand intérêt.

O çok ilgilenmeden olayı izledi.

Il ne porte aucun intérêt à l'art.

Sanatla hiç ilgilenmez.

Je ne me marierais pas par intérêt.

Ben olsam mantık evliliği yapmazdım.

Elle a perdu tout intérêt pour les poissons

Sonra balıklara olan ilgisini kaybedip

Alfred a perdu son intérêt pour ce projet.

Alfred bu projeye ilgisini kaybetti.

Je lui ai prêté 500 dollars sans intérêt.

Ona faizsiz 500 dolar borç verdim.

Il n'y a aucun intérêt à rester ici.

Burada kalmanın hiçbir avantajı yok.

Je n'ai aucun intérêt dans les gens ordinaires.

Benim sıradan insanlara hiç ilgim yok.

Mon oncle a un grand intérêt pour l'art.

Amcamın sanata derin bir ilgisi var.

Il n'y a aucun intérêt à feindre la maladie.

Hastaymış gibi yapmanın anlamı yok.

Malgré l'importance du sommeil, son intérêt est un mystère.

Uykunun önemine rağmen, onun amacı bir sırdır.

- Je n'ai aucun intérêt à placer mon argent dans vos rêves.
- Je n'ai aucun intérêt à placer mon argent dans tes rêves.

Hayallerinize paramı koymakla ilgilenmiyorum.

Avoir les mêmes stéréotypes agissant dans et contre leur intérêt.

iş hakkın aynı ön yargılara sahipler ve onlara karşı aynı ön yargılar var.

J'ai perdu la moitié de mon intérêt pour le projet.

Ben projeye olan ilgimin yarısını kaybettim.

Parfait pour ronger le bois. Ce doigt flexible a un autre intérêt.

Ağaç kemirmek için birebir. O esnek tırnağın işlevi vurmayla bitmiyor.

L'article sur le bouddhisme a relancé mon intérêt pour les religions orientales.

Budizm makalesi, Doğu dinlerine olan ilgimi yeniden canlandırdı.

Après quelques minutes, je commençai à perdre mon intérêt pour la conversation.

Birkaç dakika sonra, konuşmaya olan ilgimi kaybetmeye başladım.

Parce qu'il avait un intérêt, il voulait prendre la femme de l'autre homme

çünkü çıkarı vardı diğer adamın karısını almak istiyordu

Les femmes perdent automatiquement leur intérêt envers lui après avoir échangé quelques mots.

Kadınlar, onunla birkaç kelime konuştuktan sonra otomatikman ona olan ilgilerini kaybediyorlar.

Beaucoup de gens s'intéressent aux voitures, mais pour moi, elles n'ont aucun intérêt.

Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.

- L'évolution des dinosaures m'intéresse beaucoup.
- Je porte grand intérêt à l'évolution des dinosaures.

Dinozorların evrimine büyük bir ilgim var.

- Arrêtez de vous poser des questions sans intérêt.
- Arrêtez de vous poser des questions inutiles.

Kendine yararsız sorular sormayı durdur.

- Il n'y a aucun intérêt à rester ici.
- Il n'y a aucun avantage à rester ici.

Burada kalmanın hiçbir avantajı yok.

La police a établi une liste des personnes présentant un intérêt après la découverte du corps de Marie.

Polis Mary'nin vücudunun keşfinden sonra ilgi kişilerin bir listesini hazırladı.

Compte tenu de son intérêt pour les enfants, je suis certain que l'enseignement est la carrière idéale pour elle.

Çocuklara ilgisine bakınca, öğretmenliğin ona çok yakışacağını düşünüyorum.

Mon intérêt se porte sur le futur parce que je vais passer le reste de ma vie là-bas.

Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

Le prénom de Tom était le premier nom sur la liste des personnes présentant un intérêt après l'assassinat de Marie.

Mary'nin cinayetinden sonra Tom'unki ilgi kişiler listesinde ilk isimdi.