Examples of using "Chemin" in a sentence and their turkish translations:
Yolu göster.
Bize yolu göster.
Tom'u yolumdan çıkar.
Yarı yolda pes etmeyin.
- Tom arkasını döndü.
- Tom sırtını döndü.
Yolu bilmiyorum.
Bize doğru yolu göster.
Yol direkt.
Yol bozuk.
Çekil yolumdan!
Patika dardı.
Ona yolunu kaybetti.
Yol buzluydu.
Ona yolu gösterdi.
Ona yolu gösterdim.
Mutluluğa giden bir yol yoktur. Mutluluğun kendisi yoldur.
Ziyaret ettiğin için teşekkür ederim.
- Sen benim yolumdasın.
- Bana ayak bağı oluyorsun.
Yolumdan çık!
Size yolu göstereyim.
Biz senin yönteminin dışında kalacağız.
Peki hangi yöne doğru gidelim?
Zorla öne geçmeye çalışıyor.
İlerlemek için en iyi yolumuz ne?
Sinyal gidecek yolu gösterir.
Bisikleti yolun dışına al.
Yolumdan çekil, çocuk.
Bu yol çok uzun.
Yolumdan çekil.
Bahçe buraya ayrılır.
Tom bana yol gösterdi.
Yolu bilen başka biri var mı?
Doktor gelmek üzere.
- Hangi yolu seçtin?
- Hangi yolu seçtiniz?
O benim önümü kesti.
Lütfen bana yolu söyler misin?
Ben işe gidiyorum.
Ona yolda olduğumu söyle.
Orta yolda buluştular.
Ben senin yolundan çekileceğim.
Otobüs durağı yolunu göster bana.
Onun arabası yolda bozuldu.
Bu nöral yolu susturduğumuzda,
Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.
Fakat günümüzde yolları üzerinde engeller var.
çekime giderken hayatını kaybetti
O, yoldaki karı temizledi.
Bana yolu gösterin, ne dersiniz?
Şu sandalyeler yolu kapatıyor.
Umarım yolunu kolayca bulur.
Bir kadın bana yolu sordu.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
Tom yolu biliyor gibi görünüyor.
Yolda Tom'u alacağız.
Bütün bu yolu geldiğin için teşekkürler.
Devrilen bir ağaç yoku kapattı.
Buraya gelirken kayboldum.
Daha kısa bir yol biliyorum.
Yolda sana anlatacağım.
Birisi onun bahçesini bulmalı.
Biz yolda konuşabiliriz.
Bana yolu gösterir misin?
Gidecek uzun bir yolum var.
Gidecek uzun bir yolum var.
Bana mağazaya giden yolu gösterdi.
Buraya gelirken yolunu kaybetti.
Bu yol nehre gider.
Hayat uzun bir yoldur.
Bu, Paris'e giden en kısa yoldur.
Lütfen bana yolu gösterin.
Lütfen bana yolu gösterir misin?
Bana istasyona giden yolu gösterebilir misiniz?
O, karda yolunu kaybetti.
Ben istasyona kadar bütün yolu koştum.
Seni görmek için çok uzun yoldan geldim.
Kayboldum.
Hâlâ gitmek için uzun bir yolumuz var.
Önümüzde yolculuktan tamamen bunalmış
ve yolda bir kestirmeyle karşılaşmayı ummaktan başka çare yok.
Yolda küçük bir atıştırmalık bile yedim.
Bu yolda kendime çok değerli dersler çıkardım.
Umalım da enkaz ileride bir yerde olsun.
Ama katetmemiz gereken çok yol var.
Ama katetmemiz gereken çok yol var.
Yol çitlerle sınırlanmıştır.
O, bir süre yürüdü.
Bana hayvanat bahçesine giden yolu söyleyebilir misin?
Bana limana giden yolu gösterir misiniz?
Yolumda durmayın.
Ona istasyona giden yolu sor.
Hâlâ gidecek uzun bir yol var.
- Yolda birçok hayvan gördü.
- Yolda bir sürü hayvan gördü.
O tek yoldu.
Kendi yolumu tekrar bulacağım.