Examples of using "Couleurs" in a sentence and their turkish translations:
Renkleri seviyorum.
Ben açık renkleri severim.
Ben renkleri severim.
Renkleri seçtim.
Kim bu renkleri seçti?
Şu renkler birlikte uyum sağlar.
Koyu renk giymeyi sever.
Tom nadiren koyu renkler giyer.
Renkli kalemlere ihtiyacım var.
Renkler tüm dilleri konuşuyor.
- Gökkuşağı yedi renklidir.
- Gökkuşağının yedi rengi vardır.
Yüzündeki tüm renkler soldu.
Senin renk zevkinden hoşlanmıyorum.
Desenin renkleri çok sıradandır.
- Gökkuşağı yedi renklidir.
- Gökkuşağının yedi rengi vardır.
Renkleri biraz koyulaştırmalısın.
Renkli televizyonumuz bile var.
Kaç tane renk var?
Esasen bu renkleri dallar gibi görüyorsunuz.
Bizim gibi o da ay ışığında pek renk göremez.
Güneş rengini artırdı.
Onun renk zevkini sevmiyorum.
Ben karımla son derece zor zaman geçiriyorum.
Ama renkler patentlenemeyeceğinden,
O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.
Amerikan bayrağının renkleri kırmızı, beyaz ve mavidir.
- Bu bir tat meselesi.
- Zevk meselesi.
Kulübün renkleri mavi-siyah.
Ağaçlardaki yaprakların rengi değişmeye başladı.
Bazı insanlar renk körüdür; onlar bir rengi diğerinden ayıramaz.
- Ülkenizin bayrağı kaç renk sahibidir?
- Ülkenizin bayrağı kaç rengin sahibidir?
Diyelim ki size farklı renklerdeki eller ve bu farklı renklerdeki ellere batırılan
Işığa duyarlılık uğruna renkli görmeyi feda etmişlerdir.
Birçok renk ve boyutlarda kristaller onun masasının karşısında dağıldı.
Tüm renklerden ve ırklardan insanların şirket basamaklarını tırmandığı,
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
O yeni bir renkli dünya keşfetti.