Examples of using "Patient" in a sentence and their turkish translations:
Sen sabırlısın.
Sabırlı ol.
Sabırlıydım.
Tom çok sabırlıydı.
O, sabırlıydı.
Her şeyden önce, sabırlı olun.
Ben sabırlı olacağım.
Tom sabırlıdır.
Sabırlı olmak zorundasın.
Hastanın durumu kötüleşti.
kalp hastasıydı
Hasta sabrını kaybetti
Tom son derece sabırlı.
Hadi, Tom, sabırlı ol.
O çok sabırlıydı.
Ben çok sabırlıydım.
Hasta hastaneden taburcu edildi.
Hemşire hastayla ilgilendi.
Hasta tehlikede.
Ben sabırlı bir adamım.
Doktor, hastayı muayene ediyor.
Doktor, hastayı muayene etti.
Hasta hastanededir.
Ben ilk hastan olacağım.
Daha sabırlı olmam gerekiyor.
Genelde bayağı sabırlıyımdır.
Sabırlı olmalısın.
Cerrah hastanın apandisini çıkardı.
Sabırlı olmayı öğrendi.
Hastanın ateşi yoktu.
Ben sabırlıyım.
Tom sabırlı, değil mi?
Çok sabırlı bir öğretmensin.
Hastanın hiç nabzı yok.
Bu sabah hasta nasıl?
Tom, çok sabırlı bir adam.
Kardeşi ondan daha sabırlıdır.
Hasta sürekli bakım gerektirir.
Hasta hastalığını atlatıyor.
O hasta herhangi bir zamanda ölebilir.
O, erkek kardeşinden daha az sabırlı.
Dr. Bell hastayı tedavi etti.
Ben sabırlı bir insan değilim.
Ben sabırlı bir adam değilim.
Hasta sonunda hastalığını yendi.
Tom Mary kadar sabırlı değil.
Doktor antibiyotiklerle hastayı tedavi etti.
İtalya'da bir korona virüs hastası
Hasta şimdi tehlikeyi atlattı.
Hastanın durumu günden güne değişiyor.
Doktor ilacı hastaya verdi.
Hasta kanı görünce bayıldı.
Hastanın durumu her gün değişir.
Bu hasta hipoksi çekiyor.
Doktor, hasta için tam bir fizik muayene talimatı verdi.
Hasta, dilini doktora gösterdi.
Bu hastanın hayatı tehlikede.
hasta sağlık hizmetleri hakkında konuşuyor.
dedim ya kalp hastasıydı diye
elli beşinci saatte ilk hastasını kabul ediyor
- Hasta yakında sağlığına kavuşacak.
- Hasta yakında hastalığını atlatacak.
Bir doktor, asla bir hastanın ölmesine izin vermemelidir.
İyi bir öğretmen, öğrencileri için sabırlı olmalı.
O hastaya bakacak hiç kimse yok.
Hasta her gün daha kötü oluyor.
Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
Sabırlı olun lütfen. Bu zaman alır.
Sabırlı ve ısrarcı ol. Bu şeyler zaman alır.
Öğretmen öğrencileri ile çok sabırlı olmalıdır.
Doktor, hastanın davranışını gözlemlemeye devam etti.
Doktor, hastanın göğsüne bir steteskop yerleştirdi.
Hastanın durumu her gün değişir.
Cerrah hastanın içinde bir şey unuttu.
Sabırlı değilim.
Doktor canlı hastayı morga gönderdi.
Doktor bu hastaya sigarayı bırakmasını tavsiye etti.
ellerini sterilize ettiklerini görmek için bir kamera yerleştiriliyor.
ve girdikten sonra ellerini yıkıyor.
En başta yanlış teşhis konulduğu için
Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
Doktor hastasını kurtarmak için mümkün olan her vasıtayı denedi.
Ona bir hastayı tedavi ettiğimi söyle.
Hastanın hasta numarası yapmadığını nasıl biliyorsunuz?
Sadece bir acil operasyon hastanın hayatını kurtarabilir.
bir hastasına cinsiyet, ırk veya etnik kökenini sormak zorunda kalmamıştı.
Biraz daha sabırlı olsaydın başarabilirdin.
Hasta yeni ilaçlar almasına rağmen daha iyi hissetmiyor.
Çok sabırlı değilim.
Sürücü öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
Bir boya hastanın kol damarına enjekte edilebilir.
acaba karıncalar doğuştan romatizma hastası da olabilir mi ki?
Aile üyeleri hastaya nöbetleşe baktılar.
Aslında ağır astımlı hastam sessizken daha çok risk altında oluyor.
Çok değil ya herkes ya herkes bir kere sabredecek
Biraz daha sabırlı olmam gerekirdi.