Examples of using "Passionnant" in a sentence and their turkish translations:
Çok heyecan verici.
Bu film heyecan verici.
Heyecan verici ve tahrik ediciydi.
Konuyu büyüleyici buldum.
Bu heyecan verici.
Ayrıca kişisel olarak, kapalı alan yapay çiftliklerinin
Geçen cumartesi heyecan verici bir beyzbol oyunu izledim.
Mary Tom'u erkek arkadaşından daha heyecan verici buldu.
Bu okuduğum en heyecan verici kitaptı.
İspanya'yı ilk ziyaretimde her şey beni heyecanlandırıyordu.
Film yapımı heyecan verici bir iştir.
Onu etkileyici buluyorum.
Film bize güldürdü ama aslında izlemek heyecan verici değildi.
Onun çok heyecan verici olacağını hiç düşünmedim.