Examples of using "Parviens" in a sentence and their turkish translations:
Ben onu yapamam.
- Kanamayı durduramam.
- Kanamayı durduramıyorum.
Hiçbir şey düşünemiyorum.
Mary'yi unutamam.
Oteli bulamıyorum.
Tam olarak hatırlayamıyorum.
Onların söylediğini duyamıyorum.
Ben anlamını anlayamıyorum.
Bir kelime duyamıyorum.
Sadece buna alışamıyorum.
Sigarayı bırakamam.
Sigarayı bırakamam.
Bu kavanozu açamıyorum.
Anahtar deliğini bulamıyorum.
Bu düğümü çözemiyorum.
İçeri giremiyorum.
Bunu dinlediğime inanmıyorum.
Bunun bana olduğuna inanamıyorum.
Hiç konsantre olamıyorum.
Bu zor metni okuyamıyorum.
Sadece ağlamayı durduramıyorum.
Bunu anlayamıyorum.
Ben onu hiç ciddiye alamam.
Bunun gerçekten olduğuna inanamıyorum.
Bir şey yiyesim gelmiyor.
Gözlerimi ondan alamıyorum.
Sadece gözlerimi açık tutamıyorum.
Bunun gerçek olduğuna inanamıyorum.
Onu okuyabilir misin?
Bunun olduğuna inanmıyorum.
Nefes alamıyorum.
Çalınan parayı düşünmemek elimde değil.
Devam eden tüm bu kargaşa yüzünden konsantre olamıyorum.
İki şeyi aynı anda yapamam.
Kendimi durduramıyorum.
Bunun gerçekten de olduğuna inanmıyorum.
Ne demek istemeye çalıştığını anlayamıyorum.
Burada durduğuma bile inanamıyorum.
Onu kaldıramam.
Ben gerçekten hatırlayamıyorum.
Parayı nereye sakladığımı hatırlayamıyorum.
Bunu hissedebiliyorum.
- Kim olduğunu hatırlamıyorum.
- Çıkaramadım.
Ayak parmaklarımı hissedemiyorum.
Üst raftaki şeylere ulaşamıyorum
Onunla ilk kez nerede karşılaştığımı hatırlayamıyorum.
Göremiyorum.
Gözlüklerimi takayım çünkü sizi duyamıyorum.
Konsantre olamıyorum. TV'yi kapatır mısın?
- Bunu sana kanıtlayabilirim.
- Bunu sana ispatlayabilirim.
Bunu hemen yapamam.
Onun seni öptüğüne inanamıyorum.
Bacaklarımı hareket ettiremiyorum.
Sadece buna inanamıyorum.
Ben gerçekten onu tarif edemem.
Neden seni göremiyorum?
Pencere açabilir misiniz?
Ben Çince'yi oldukça iyi okuyabilirim ama çok iyi yazamam.
Hakkında yazacak bir şey düşünemiyorum.
Ben ne sipariş edeceğime karar veremiyorum.
- Ben ışığı görebiliyorum.
- Anlayabiliyorum.
Şu küçük evi görebiliyor musun?
İkizleri birbirinden ayırtedebilir misin?
Güçlükle nefes alabiliyorum.
Onun en son ne zaman gülümsediğini gördüğümü hatırlayamıyorum.
Bunu hissedemiyorum.
O aptalca filmi unutamıyorum.
Oraya giremem.
Ben duygularımı ifade edemem.
Nasıl bilemezsin?
Senin bir şey hakkında bu kadar heyecanlı olduğunu en son ne zaman gördüm hatırlayamıyorum.
Onu yapamam.
- Bunu daha fazla yapamam.
- Bunu artık yapamam.
Ne olduğunu kontrol edemiyorum.
Bir şey duyamıyorum.
Neden duyamıyorum?
Bir şey bulamıyorum.
Onu göremedim.
Ne olduğunu anlayamıyorum.
Ben Minecraft oynamayı bırakamıyorum.
Benim için doğru adamı bulamıyorum.
Ben ne söylediğini duyamıyorum.
İyi göremiyorum.
- Bizi duyabiliyor musun?
- Bizi duyabiliyor musunuz?
Aile fotoğraflarımızı oğluma taratır taratmaz, onlardan bazılarını web sitemize yükleyeceğim.
Bir anda iki şey yapamam.
Cüzdanımı bulamıyorum.
Bu problem için cevap bulamıyorum.
O melodiyi kafamdan çıkaramıyorum.
Ben filmi göremiyorum.
Bir şey kanıtlayamazsın.
Bazen sana tahammül edemiyorum.
Neden onların ikisini de sevemem?
Nasıl konsantre olabiliyorsun?
Aynı anda iki şeye odaklanamam.
Bunu senin gözlerinde görebiliyorum.
Nasıl hissettiğimi tarif edemem.
Fransızca konuşmuyorum ama onu biraz anlayabiliyorum.