Examples of using "Souvenir" in a sentence and their turkish translations:
Ben hatırlamak istiyordum.
Hatırlamaya çalışıyorum.
Hatırlamaya çalış.
Bu eski bir hatıra.
Bunu uzun bir süre unutmuştum.
Hatırlamaya başlıyorum.
Onunla ilgili anım yok.
kelimelerin aklınıza yerleştiğini fark edeceksiniz
Onu hatırlamaya çalışacağım.
Dün gibi hatırlarım.
Nasıl hatırlayamazsın?
Nasıl hatırlayamadın?
Geleneksel olarak bir anı oluşturmak,
Şey, sadece hatırladım.
Hatırlama yeteneğine sahibiz.
Bütün bunları hatırlamak istiyorum.
Adamı gördüğümü hatırlamıyorum.
- Çocukluğumu net hatırlıyorum.
- Çocukluğumu çok iyi hatırlıyorum.
O, benim adresimi hatırlayamadı.
Hatırladığımdan çok daha hoşsun.
Çocukluğundan kalan en eski anın ne?
Mektubu postalamayı unutmamalıyım.
Onların tüm isimlerini hatırlayamıyorum.
yani hatırlamak istemez diyelim
O, ölü karısının anısını yaşattı.
Onun adını hatırlayamadım.
Hiç kimse ülkemi hatırlamak istemiyor.
Düşündüğümden daha güzelsin.
Bazen beklenmedik bir hatıra birdenbire karanlıkların arasından çıkıp geliverir.
Onun adresini hatırlayamıyorum.
Tom'un olanlar hakkında hiçbir fikri yok.
Bunu hatırlamak kolay.
Gizli kodu hatırlayamıyorum.
Sen iyi bir hafızaya sahipsin.
- İsimleri hatırlamakta hep zorlanırım.
- Ben her zaman isimleri hatırlamada sorun yaşarım.
Tom, Noel'de bizi hep hatırlar.
Tüm insanlar kardeş olduklarını hatırlayabilir.
Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu.
Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını
Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.
Tom'un neye benzediğini hatırlayamıyorum.
Onların tüm isimlerini hatırlayamıyorum.
Yüzleri hatırlamada iyi misin?
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
İlk kez nerede karşılaştığımızı hâlâ hatırlıyor musun?
öyle ki bu kelime hafızanızda kalmaya devam edecek.
Fakat doğru koşullar altında o anıyı düzenleyebiliriz.
Ne de olsa not almak ya da hatırlamak için orada kim vardı?
Tekrarlama senin bir şey hatırlamana yardım eder.
Kendi adımı bile hatırlamıyorum.
İsimleri hatırlamada çok iyi değilim.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
Az önce hatırladım.
Sen işleri hatırlamada benden daha iyi değilsin.
İlk defa ne zaman karşılaştığımızı hâlâ hatırlayabiliyor musun?
önemli olan, dünyayı döndüren şeyin para olduğunu hatırlamaktır.
Ben hatırlayamıyorum.
İsmini hatırlayamadığım bir kitaptan bahsetti.
Bir şüphe gölgesi olmadan, rüya önceki hayattan bir anıydı.
İlk kez yüzdüğün zamanı hatırlayabiliyor musun?
Dedemi zar zor hatırlıyorum.
Dan Kanada'ya gitmeden önce bu kravatı bana hatıra bıraktı.
Ben gerçekten hatırlayamıyorum.
Hatırladığım en net şey, boş koridorda
aslında nasıl oynandığını hatırlamak için hafızamı çok zorluyorum
mezarlıklar İslamiyet'e göre sadece ölümü hatırlamak için vardır
işte o bazı şeyleri unutmak isteyen hatta hiç hatırlanmamasını isteyen
Bu, Amerika Birleşik Devletleri etrafındaki gezimle ilgili iyi bir hatıra olacak.
Onunla ilk kez nerede karşılaştığımı hatırlayamıyorum.
Hiç şüphe yok ki rüya bir önceki hayattan bir anıydı.
Onun adı dilimin ucundaydı ama onu hatırlayamadım.
Bana seni hatırlattı.
Onun yüzünü hatırlayabiliyorum ama onun adını hatırlayamıyorum.
Onu nasıl hatırlıyorsun?
Bu Daumier baskısı, Paris'ten bir hatıra olarak satın aldığım en güzel şeydir.
Tam olarak hatırlayamıyorum.
- Onun adını hatırlayamam.
- Onun adını hatırlayamıyorum.
Onun isimleri hatırlama sorunu vardır.
- Yüzleri kolayca hatırlar mısınız?
- Yüzleri kolayca hatırlar mısın?
- Şu anda ismini hatırlayamıyorum.
- Şu anda onun ismini hatırlayamıyorum.
- Şu anda onun adını hatırlayamıyorum.
Bunun hakkında endişelenme. Bu, sadece güneşin ilk ışıklarıyla eriyecek kötü bir anı.
Tom şarkı akortlarını hatırlayabiliyor, fakat bütün sözleri hatırlayamıyor.
Sizi hatırlayacak bir şeyim olsun istiyorum.
Bu altın saat benim göz bebeğim. Annem onu bana daha sonraki yıllarında hatıra olarak verdi.
Bu bana seni hatırlattı.
Birlikte pikniğe gittiğimiz zamanı hâlâ hatırlayabiliyorum.