Examples of using "Disent" in a sentence and their turkish translations:
Bütün arkadaşlarım onu söylüyor.
şöyle söylüyorlar:
yani diyorlar ki
Onun hasta olduğunu söylüyorlar.
Hepsinin söylediği şey bu.
Onlar her zaman onu söylerler.
Onlar sadece saçmalıyor.
Onların söylediğini anlıyorum.
Bu istatistikler ne anlama geliyor?
Onların ne söylediklerini biliyorsun.
Bazı insanlar onun öldürüldüğünü söylüyor, diğerleri onun kendini öldürdüğünü söylüyor.
ve ne zaman gebe kalmak istediğine karar vermek istiyor
Ayrıca gençler bana
Avrupa'da ki insanlar şunu söylüyor
Onun hasta olduğunu söylüyorlar.
Onlar onun öldüğünü söylüyor.
Onlar sadece saçmalıyor.
Ve komşular 'İşte bu kötü talih.'
yahu diyorlar ki toplumda
bazı meslek arkadaşlar dün 'A' derken
ama düz dünya'cılar şunuda söylüyor
dedikleri doğru olabilir
daire çizerek olduğunu söylüyor düz dünyacılar
diyen insanlarla karşılaşıyoruz
Bazı kızlarımız da şunu söyler
Diyenler var ya
Tüm tembeller tam olarak aynı şeyi söyler.
Onlar söylediklerini sadece kendileri anlıyor.
Onlar onun çok zengin olduğunu söylüyor.
Temelli gittiğini söylüyorlar.
Onun çok zengin olduğunu söylerler.
İnsanların söylediği şey bu.
Onların söylediği her şeyi anlıyor musun?
İki kişi bir silah sesi duyduğunu söylüyorlar.
Bir savaşçı olduğunuzu söylüyorlar.
Size bir kahraman diyorlar,
Çünkü gençler bize kaygılandıklarını söylüyorlar.
Bütün bunlar “Ölüm geliyor, kesin.
önceki gelişlerinde yolun çok tehlikeli olduğunu söylüyor.
Amerikalılar düşündüklerini açıkça söyler.
İnsanlar onun asla ölmeyeceğini söylüyorlar.
Bize gerçeği söylemiyorlar.
Gazetelerin söylediği doğrudur.
Onun asla dönmeyeceğini söylüyorlar.
Onlar büyük bir barajın yapılacağını söylüyorlar.
Kızlar onu her zaman söylüyorlar.
Onu söyleyen insanlardan nefret ediyorum.
Onun sırrı bildiğini söylüyorlar.
Onların söylediğini duyamıyorum.
Bazen insanların neler dediğini de
Birçok erkeğe göre, arkadaşım Louis gibi,
İnsanların dörtte üçü "Hayır" dedi.
peki bunu neye dayanarak söylüyorlar
insanların söylediğine inanmak zorunda kalıyorsunuz
Trump'ın kazanmasının imkansız olduğunu söylüyorlar
Onların dediklerinden daha iyiydin.
Herkes her zaman Tony hakkında iyi konuşur.
Nancy'nin çok güzel olduğunu duydum.
İnsanlar onun hâlâ hayatta olduğunu söylüyorlar.
Aileleri ile ilgili asla bir şey söylemiyorlar.
- İnsanlar krizin bittiğini söylüyor.
- İnsanlar krizin bittiğini söylüyorlar.
Onun iki yıldır ölü olduğunu söylüyorlar.
Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.
İnsanlar hayatın kısa olduğunu söylüyor.
Onların dediği hiçbir şeye inanma!
Onlar onun amcasının onlar için çalıştığını söylüyorlar.
Onlar onun aklından zoru olduğunu söylüyorlar.
Komşular Mary'nin kocasını dövdüğünü söylüyor.
Komşular, Tom'un karısını dövdüğünü söylüyor.
Eski evin perili olduğunu söylüyorlar.
Pek çok kişi bunun bir yalan olduğunu söylüyor.
Kötümserler "zengin değilim" der. "İyimserler şu anda zengin değilim" der.
Başkalarının söyledikleri hakkında üzülme.
Bu insanların söylediği hiçbir şeye inanmıyorum.
İnsanların söylediklerine aldırış etmeyin.
Size insanlar ve topluluklar hakkında hiçbir şey söylemezler.
Ancak bana korkularından da bahsediyorlar.
Ayrıca gençler bana istihdam konusundaki kaygılarını
Bize çevremizde olup biteni anlatıyorlar.
Hem gezmiş olurum diyenler var ya
Hastanede yatmak istiyorum diyenler
Üstelik Amerikalı yetkililer ve Avrupalı yetkililer ise şunu söylüyor
bazıları ben bu dünyaya çalışmaya mı geldim derken
Onu bilenler, hakkında iyi konuşur.
İnsanların ne dediği umurumda değil.
İtalyanlar, tercümanların ihanet içinde olduklarını söyler.
Yalan söyleyen insanlardan nefret ediyorum.
İnsanların söylediği her zaman doğru değil.
İnsanlar bana ne yapacağımı söylediğinde bundan nefret ederim.
Bazıları bunu yapmak yerine okulda olmam gerektiğini söylüyor.