Examples of using "Offrir" in a sentence and their turkish translations:
Teklif edecek çok şeyim var.
Önerecek bir şeyim yok.
Bunu ona vermek istiyorum.
Ona çiçekler vermeliyiz.
Tavsiye teklif etmeye devam edeceğim.
Ben bir bardak ikram edebilir miyim?
Tom'a Noel için ne alacaksın?
Tom'a Noel için ne almak istiyorsun?
Tom'a Noel için ne vermeliyim?
Sineğe nektar hediye ediliyor.
Yeni bir araba alabilir miyiz?
Hepinize bir içki ısmarlayayım.
Size bir içki önerebilir miyim.
Hediye vermeyi severim.
Karşılık olarak sana bir şey öneremiyorum.
Keşke sana biraz yardım teklif edebilsek.
Tom'a Noel için ne almalıyım?
Saksafonumu bir hediye olarak Tom'a vermeyi düşündüm.
Sana bir parça daha pasta ikram edebilir miyim?
Arkadaşım için bir hediye arıyorum.
- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
- Doğum günü için ona bir hediye vermek istiyorum.
Bu yıl için kimlere Noel hediyeleri vereceksin?
Tom'a Noel için ne vermem gerektiğini düşünüyorsun?
Hayatın bana sunduklarına kendimi açtım
Keşke Tom'a Noel için ne hediye vermem gerektiğini bulabilsem.
Sana bir içki satın almak istiyorum.
Sana bir içki ikram edebilir miyim?
Tom'a doğum günü için özel bir şey vermek istiyorum.
Onu yapmak için sana bir sürü para ödemeye hazırım.
Tüm yardımlarına teşekkür etmek amacıyla sana öğle yemeği ısmarlamak istiyorum.
Tom Mary'ye Noel için ne vermesi gerektiğini düşünemedi.
Sana bir bira daha alabilir miyim?
Resmi bir şekilde şehrin teslimiyetini umuyordu
Küçük kız, kendisine çiçek teklif etmiş olan çocuğa bir öpücük verdi.
Sana bütün önerebileceğim bu.
Hediyeyi kime vereceğim hakkında emin değilim- oğlana mı yoksa kıza mı?
her adımda savaşmasını, mümkün olduğunda karşı saldırıda
Kan, çaba, gözyaşı ve terden başka verebilecek hiçbir şeyim yok.
Sana bir hediye vermek için buraya geldim.
İçecek bir şey alabilir miyim?
Tom yardıma ihtiyacı olursa, biz ona verebiliriz.
Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.