Examples of using "Marché" in a sentence and their turkish translations:
Onlar yürüdü.
Anlaştık mı?
Ben yürüdüm.
Piyasa yükseldi.
Çok yürüdük.
Bu işe yaradı.
Bu ucuz.
Ticaret yapalım.
Tek başıma yürüdüm.
Buraya yürüdüm.
Biz pazara gidiyoruz.
kalıcı olarak azalabilir.
Şuna bakın! İşe yaradı.
Tom işi karara bağladı.
O gerçekten ucuz.
Tom yalnız başına yürüdü.
Konut piyasası durgun.
Bu şaşırtıcı şekilde ucuz.
Market büyüktür.
Bu ucuz görünüyor.
Yürümedim.
Pazar nerede?
Bu çok ucuz.
Çok yürüdük.
Okula yürüyerek gittim.
- Ben markete gittim.
- Markete gittim.
Bunu karaborsadan mı aldın?
O, işe yaradı mı?
Pekâlâ. Bu gayet iyi oldu.
"bütün gece yürüdüm"
piyasa değeri 2016 yılında
Biz parka kadar yürüdük.
Gerçekten ucuzdu.
Havuçlar ucuz!
Yaklaşık bir mil yürüdüm.
O ucuz bir mağaza.
O, önümde yürüdü.
Pazar tamamen doymuş.
Bu, alışveriş günüdür.
Hâlâ etrafta alışveriş yapıyorum.
Bu market hızlıca gelişti.
Ben tam on mil yürüdüm.
- Sabahtan beri yürüyorum.
- Bütün gündür yürüyorum.
Bugün 10 kilometre yürüdüm.
Her şey gerçekten çok ucuz.
Plan iyi çalıştı.
O, ucuz görünüyordu.
Çamura bastım.
İsa su üzerinde yürüdü.
Limonlar ucuz.
Bu makale kalitesiz.
İstasyona kadar yürüdüm.
- O pazarı yakalamak istiyoruz.
- O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
O her gün pazara gider.
- Markete gitmedim.
- Ben markete gitmedim.
- Ben pazara gitmedim.
Her zamankinden daha hızlı yürüdük.
Ucuz bir otelde kaldım.
Pekâlâ, başlıyoruz. Bu işe yaradı!
Mesela Amerika'daki çiftçi pazarı,
Ve son olarak Çin pazara devasa.
Yani piyasadaki en iyi bilgisayar
Uzun yürüyüşten dolayı yoruldum.
Tek başıma yürüdüm.
Yarın, sabah pazarına gidelim.
Nehre doğru yürüdük.
Eve giderken bütün yolu yürüdü.
Saatlerdir çalışmıştı.
Ay'ın yüzeyinde durdu.
Burada yemek yemek ucuz değil.
O, işe yaradı.
Çin gelişmekte olan bir pazar.
Lüks ürün pazarı hızla büyüyor.
Elmalar bugün ucuz.
Ben sözümü tutacağım.
Noel pazarı nedir?
O kadar ucuz değil.
Üstüne üstlük yağmur yağıyordu.
Balık bugün ucuz.
3/4 mil yürüdüm.
Bu bilezik çok ucuz.
- Tuhaf bir şeyin üzerine adım attım.
- Garip bir şeye bastım.
Piyasayı yakından izliyorum.
Biz parkta yürüdük.
Yarın bitpazarına gidelim.
Sen koyunları pazara götürdün.
Bu ucuz değildi, değil mi?
Motosikletler çok ucuz.
Ben parka doğru yürüdüm.
Marketten yemek aldım.