Examples of using "Perdre" in a sentence and their turkish translations:
- Sen kaybedeceksin.
- Siz kaybedeceksiniz.
Kaybetmekten hoşlanır mısın?
Ne kaybetmek zorundasın?
Allah'a olan inancını kaybetmek referans noktaları kaybetmektir.
Beni kaybettirdin.
evinizi kaybetmeniz
Tom kaybedecek.
Kaybetmekten yoruluyorum.
Kaybedecek miyiz?
Tom kaybetmekten nefret eder.
Kaybetmeyi kimse sevmez.
Onu kaybetmiş olmalıyım.
Sağlığı kaybetmek para kaybetmekten daha kötüdür.
Kaybetmeyi sevmiyorum.
Bir çatışmayı kaybetmek savaşı kaybetmek anlamına gelmez.
Sağlığı kaybetmek parayı kaybetmekten daha önemlidir.
Kaybedecek bir şeyin yok.
Biraz kilo kaybetmen gerekir.
Seni kaybetmekten korkuyorum.
Kilo vermek istiyor musun?
Onu kaybedeceğiz.
O, kaybetmeyi sevmiyor.
Tom kaybetmeyi sevmez.
Umarım kaybolmam.
Ne kaybetmek zorundayız?
Ne kaybetmek zorundayım?
Umudunu kaybetmemelisin.
Sabrımı taşırma.
Kaybedecek başka bir şeyim kalmadı.
Onu kaybetmek istemiyorsun.
Kilo vermen gerekir.
Sen benim güvenimi kaybetmeyi göze alıyorsun.
İşinizi kaybetmeniz anlamına gelebilir,
Tom'un kaybedecek bir şeyi yok.
Tom zayıflamak zorunda.
Sabrımı kaybetmeye başlıyorum.
Ayıracak birkaç dakikam var.
- Ben kilo vermek istiyorum.
- Kilo vermek istiyorum.
Kaybedemezsin.
Kaybedemeyiz.
Birkaç kilo vermek istiyorum.
Kaybedecek hiçbir şeyim yok.
Onları kaybetmiş olmalısın.
Sizi kaybedeceğimden korkuyordum.
Tom kaybetmek istemedi.
Aklımı kaybediyorum gibi hissediyorum.
Seni kaybetmek istemiyoruz.
Kaybetmeyeceğim.
Tom'un kaybedecek hiçbir şeyi yoktu.
Kaybedecek hiçbir şeyimiz yoktu.
Kaybetmekten bıktım.
Birkaç kilo zayıflamalıyım.
Ben kilo vermeye çalışıyordum.
Neredeyse cüzdanımı kaybettim.
Kaybedecek bir şeyimiz yok.
Biz kaybetmek istemiyoruz.
Korkarım kaybolacağım
Kaybolacağımdan endişeleniyorum.
- Zayıflamaya çalışıyorum.
- Kilo vermeye çalışıyorum.
- Kilo kaybetmeye çalışıyorum.
Kaybediyorsun.
Kaybedecek bir an yok.
Zamanımı israf etmeyi bırak.
Herkesin kaybedecek bir şeyi vardır.
Sürekli kilo vermeye çalıştım.
İtibarını kaybetmek aşağılanmak anlamına gelir.
O, saçını dökmeye başlıyor.
Biz umudu kaybetmemeliyiz.
Mary'yi kaybetmek istemiyorum.
Senin kaybetmeni istemiyoruz.
Ben kaybediyorum.
Tom gerçekten zayıflamak istiyor.
- Bana aklımı kaybettirdin.
- Aklımı başımdan aldın.
Zayıflamaya çalışıyor.
O gerçekten zayıflamak istiyor.
Onun kaybedecek başka hiçbir şeyi yoktu.
O, Tom'a umudunu kaybettirdi.
Vaktimizi boşa harcıyorsun.
Her şeyi olan biri her şeyini kaybedebilir.
Tom başarısızlığa alışkın değildi.
Onu kaybediyoruz.
Kaybetmeye hiç niyetim yok.
Gözüm kararabilir.
Zamanımı boşa harcıyorum gibi hissediyorum.
Kaybedeceğimizi biliyordum.
Tom kilo vermeye çalışıyor.
Harcayacak parası var.
Tom, Mary'yi kaybetmek istemiyor.
Bizim gerçekten kaybedecek bir şeyimiz yoktu.
Kilo vermeye karar verdim.
Ben sadece bebeğimi kaybettim.
Kaybedeceğimizi biliyoruz.